Besni Eğitim Vakfımıza, geçtiğimiz hafta içinde, BEV Üyeleri ile Besni’li hayırsever işadamları ve bürokratların değerli katkılarıyla, Mecidiyeköy’ün merkezinde bir ofis satın alındı. BEV merkezi için mekan satın alınması 17 yıllık bir rüyaydı. Bu rüyayı gerçekleştirmek, son yapılan Genel Kurul'da Kurucu Başkan Şükrü Kaleağası'nın fitili ateşlemesiyle, şu anki Yönetim Kuruluna kısmet oldu. Bu iş nasıl mı oldu? Gerçekten tam bir dayanışma örneği yaşanarak, her kesimin desteğiyle 15 - 20 günde yaklaşık 500 bin TL bağış toplandı ve bir miktar eksiğine rağmen, olağan üstü öz verilerle alım gerçekleşti.
Çorbaya tuz katarak BEV' i yönetenler, inanın, geri dönüş bileti olmadan, yıllar önce Besni’den ayrılan ve gittikleri yerlerde, başarıdan başarıya koşan, her meslekten yardımsever insanlar..! İşte Eğitim Fırtınası, ama az ama çok bu kişiler tarafından estiriliyor. Sonsuza kadar da devam eder inşallah.
Önceki dönem Başkanımız, Merhum Zübeyir Özbay, bir sohbetimizde bana anlatmıştı. Adıyaman Lisesini bitirdiğinde, yurt dışına gitmek için yol parası bulamamış. Postanede çalışan babası, yakın çevresinden borç alarak yol parasını denkleştirmiş ve bu sayede Almanya’lara giderek, yıllarca hem işçilik yaparak çalışmış, hem de Tekstil Mühendisliği okumuş. Sonrasında ülkesine dönerek önemli yatırımlara imza atmış… Besni’yi unutmayarak eğitime katkı sağlamak amacıyla BEV’in kurucuları arasına katılmış. Eşsiz insan Zübeyir Abi’nin, benim bildiğim üç rüyası vardı. Besni’ye bir ev yaptırmak, BEV merkezi için bir mülk satın almak ve Ege’de bir BEV Yazlık Kooperatifi kurmak ve orada dostlarla bir arada yaşamak… Çünkü dost – arkadaş sevdalısı idi. Birincisini gerçekleştirdi, ikincisinin fitilini ateşledi ise de kendisi göremedi ama saygıdeğer ailesi, Anne Ayşe ve kızları Zeynep - Eda Özbay Hanımefendiler O’nun adına, BEV ’in mülk alımında üzerine düşeni miras olarak kabul etti ve gereğini fazlasıyla yaptı… Onlara çok teşekkür ederiz. Eminim, Zübeyir Abi bunu görüyordur. Üçüncü hayali hala geçerli, elimizden gelirse onu da gerçekleştireceğiz. Nurlar içinde yatsın. O, efsane bir "iyi insan" olarak Besni’lilerin gönlünde hep yaşayacak…
Önceki Başkanlarımızdan Halil Göksel, eşi rahmetli Nur Hanım'ın vefat ettiği gün, Mütevelli Üyemiz Hayrullah Gölbaşı ise kalp ameliyatı yatağında BEV’ e verdikleri sözü tutarak, mülk alımına önemli katkıda bulundular. Halil Göksel’e tekrar baş sağlığı, Hayrullah Gölbaşı’na ise geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. BEV ve eğitim gönüllüleri kendilerine gerçekten minnettar olacaktır. Sanırım dünyada bu davranışların eşi ve benzeri yoktur. Yardımseverliğin bu kadarı ancak Besni’mizde olur. Tebrikler, teşekkürler.
Halil Göksel, Hayrullah Gölbaşı ve Merhum Zübeyir Özbay'ın ailesinin bu anlamlı davranışlarının yanında, şimdiki Başkanımız Hasan Doğan, Kurucu Başkan Şükrü Kaleağası , Önceki Başkanlar Mehmet Karakuş, Mehmet Kaban, , İş Adamlarımız İbrahim Erdemoğlu, Hakan İsot, İbrahim – Elvan Tuğsuz, Ali - Mehmet Balta Kardeşler, Bedir Sabak, Cevdet Erçil, Avukat Bekir Kılyar, İbrahim Bağış (İstanbul), Latif Doğan, Fevzi Sunar, Sinan - Halit Ercan, Uşak'tan Özerdem Tekstil, İzmir’den Veysel Önder, BEV Yönetim Kurulu Üyesi Ali Aslanbay, Mehmet Baykara, Bedir-Andan Sabak, Erdal Teknikel, ve isimlerini buraya sığdıramadığımız nice yardımsever dostlarımız da bu rüyanın gerçekleşmesinin baş aktörleri. BEV, Besni ve hepimiz kendilerine minnettarız, çok teşekkür ediyoruz. Hepsinin sayesinde artık BEV ve ihtiyaç sahibi öğrencilerimizi sonsuza kadar yaşatacak bir yuva var.
4 yıl önce bir sigorta şirketinin Genel Müdürü iken BEV beni Besni’ye konuşmacı olarak davet etmişti. Ali Tezel’le birlikte 2 saati aşkın bir konuşma, soru-cevap yapmıştık. Bundan sonra, arkadaşlarımın lütfetmesiyle BEV’de Yönetim Kurulu üyesi olarak görev aldım. Bundan sonra hemen hemen her yıl Dünya’da sadece Besni’mizde yapılan Eğitim Bayramlarına katılmaya çalıştım. Gözlemlediğim, BEV o kadar güzel şeyler yapıyor ki yine de eleştirilerden bir türlü kurtulamıyor. Ne hikmetse, bu eleştiriler, elini değil, tırnağını taşın altına koymayanlar tarafından yapılıyor. Bunu anlamak gerçekten güç.
İki türlü insandan hiç hoşlanmadım. Bunlardan birincisi, bir işle ilgili olarak hiçbir şey yapmadan “Olmaz” diyenler, ikincisi ise cümleye “ama” ile başlayıp “Ne gerek var” ile bitirenlerdir. Ne zaman bir şey yapmaya kalksanız, hiç üretmeyen birileri çıkar ve sizi sürekli eleştirir. İş icraata gelince ise hiçbir katkısı olmaz. Bu konuyu size bir hikayeyle anlatmak ve konuyu bitirmek isterim.
“Kurbağalar bir gün yarışma düzenlemiş. Hedef; çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmış ve yarış başlamış. Gerçekte seyirciler arasında hiç biri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyulabiliyormuş: ''Zavallılar! Hiç bir zaman başaramayacaklar!''
Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler bağırmaya devam ediyorlarmış: ''Zavallılar! Hiç bir zaman başaramayacaklar!''
Sonunda bir tanesi hariç, hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içerisinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş; ''Bu işi nasıl başardın?'' diye. O anda farkına varmışlar ki; Kuleye çıkan kurbağa sağırmış!”
Siz de, hayallerinizi - rüyalarınızı gerçekleştiremeyeceğinizi söyleyen söz ve kişilere karşı hep sağır kalın. Olumsuz düşünen insanları duymayın! Zübeyir Abi öyle yapardı…
