Yıllar |
İşsizlik Oranı (%) |
Aralık 2000 |
6.5 |
Aralık 2001 |
6.6 |
Aralık 2002 |
10.3 |
Aralık 2003 |
10.5 |
Aralık 2004 |
10.8 |
Aralık 2005 |
10.6 |
Aralık 2006 |
10.2 |
Aralık 2007 |
10.3 |
Aralık 2008 |
11.0 |
Aralık 2009 |
14.3 |
Aralık 2010 |
11.9 |
Aralık 2011 |
9.8 |
Aralık 2012 |
10.1 |
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
Yıllara göre işsizlik oranını gösteren tablo da görüldüğü gibi, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 10.3 olan işsizlik oranı 2009 yılına gelindiğinde yüzde 4 oranında artarak 14.3’e çıkmıştır. 2011 yılında yüzde 9.8’e düşen işsizlik oranı, 2012 yılı sonunda 10.1 çıkmıştır.
Bu köşede yazılanları takip eden okurlar hatırlayacaklardır. AKP iktidarında, 2002-2012 arasında GSMH, 275.032 milyon TL’den 1.416.817 milyon TL’ye çıkmış, 5.15 kat büyümüştü.
Ekonomi ve iktisat bilimi, büyüyen ekonominin istihdam yaratacağını, yani işsizliğe çözüm olacağını, söylüyor. Ama AKP iktidarında büyüyen ekonomi, işsizliğe çözüm olmamıştır. Yani halka bir faydası olmamıştır.
Peki, o zaman, halka faydası olmayan ekonomideki bu büyüme nereye gitmiştir?
Kimin cebine akmıştır?
Yine bu köşede yazılanları takip eden okurlar hatırlayacaklardır. AKP İktidarında, 2002-2012 arasında Türk dolar milyarderi sayısı 7.5 kat artmış, 6’dsn 45’çıkmıştı. TL milyoneri sayısı 4.3 kat artmış, 11.784’den 50.867’ye çıkmıştı.
İşte halka faydası olmayan, işsizliğe çözüm olmayan ekonomideki büyüme, yeni dolar milyarderleri ve TL milyonerleri yaratmıştır. Onların ceplerine akmıştır.
İşsizliği ve yoksulluğu yok etme sözü vererek, en çok oyu işsiz, dar gelirli ve yoksullardan alarak iktidara gelen Erdoğan, bu kesimlere verdiği sözlerini tutmamıştır. İşliğe, aş ve iş sorununa çözüm üretmemiştir. O da kendisinden önceki siyasetçiler gibi, yoksullardan oy alarak iktidar gelmiştir. İktidar olduktan sonra zenginlere hizmet etmiştir.
İtiraz edenlerin, bunların doğru olmadığını söyleyenlerin seslerini duyar gibi oluyorum. Ama onların dikkatlerini çekmek istiyorum. Birincisi, işsizlik, TL milyonerleri ve dolar milyarderleri rakamları, benim kafamdan uydurduğum rakamlar değil. Bu rakamlar Devlet İstatistik Kurumu (TUİK) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDKK) rakamları. İkincisi, bu kurumlar, Başbakana Erdoğan’a bağlı olan kurumlar.
(Devam edecek)