Merhaba güncel okuyucuları.
Biliyorsunuz uzun zamandan beri yazmıyordum. Yazmamam için kendimce nedenlerin vardı. Henüz bitmiş de değil ama arada bir böyle buluşmayı da özlüyorum.
Sizlerle buluşmak bana her zaman farklı bir heyecan ve ayrı bir zevk vermiştir.
Bu günkü buluşma gerekçem de, siyasetin hareketlenmesi münasebeti ile seçim ve siyaset üzerine oldu.
Siyaset ve seçim, demokrasilerin olmazsa olmazlarıdır.
Yalnız bu olmazsa olmazlar bazen kişilere, zamana ve bulunulan yere göre değişebiliyor. Öncelikle ben bulunduğum yerde kendimce bir tahlil yapmak istiyorum. Benim gibi düşünmeyenlerin fikirlerine de saygı duyuyorum.
Bana göre;
Özü itibarı ile çok önemli masumane bir amaca hizmet eden bu iki kavram maalesef ülkemizde öyle bir hal almış ki, kimsenin bu iki kavrama güveni de inancı da kalmamış.
Birileri bize Siyaset ve seçim kavramlarından ne anlıyorsunuz diye sorsa sizleri bilmem ama ben, siyaset ve seçimler için şu açıklamayı yapardım.
Siyaset: En kısa biçimi ile, binlerce yıldır yönetenlerle yönetilenlerin arasındaki sorunların giderilmesi için gücün elde edilmesi ilkesine dayanır.
Seçim ise kısaca, seçmenlerin kendilerini temsil etmelerini istedikleri kişileri belirlemeleri, yada siyasi güce erişmek için siyasetçilerin, bütün bilgi birikimlerini, projelerini ve varsa referanslarını göstermek koşulu ile insanları(seçmenleri) kendileri lehine oy kullanmalarına ikna etmeleridir. Diyebilirim
Peki bu tanımların gerçek siyasetle ve gerçek seçimlerle bir ilgisi yada bir benzerliği var mı derseniz üzülerek ifade edeyim ki yok.
Gelelim günümüz siyasetine.
Günümüz siyasetinde bilgiye, beceriye, projeye, vizyona … hiç gerek yok. Bunlarda neymiş bütün bunlar, boşa harcanmış zaman içinde anlamsız çabadan başka bir şey değil. Angarada dayın varsa tamam.
Hal böyle olunca siyasetçiler yaşadıkları yerlerdeki insanların sorunları ile ilgilenmek bir tarafa, seçmenlerini yani vatandaşı görmez, dinlemez ve duymazlar. Çünkü vatandaş kendi iradesini teslim edeceği insanı seçme hakkına sahip değil.
Bütün bunları herkes biliyor. Bunlar tek benim bildiğim şeyler değil. Biliyorum. Bu durumu kabul edende yok gördüğüm kadarı ile. Ama nasıl olurda bir toplumda hiç kimsenin kabul etmediği bir sistem sanki herkesin isteğiymişçesine devam ettirilebilir. İşte burayı da benim gibi kimsenin aklı almıyor.(mu)? Yoksa işimize mi gelmiyor.
Partizanlık yapmaya gerek yok
Önümüzde yerel seçimlerle başlayan, Genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ile devam edecek bir süreç var. Yani demokrasilerin olmazsa olmazı seçimler.
Dileğim odur ki,
Memleket kazansın.
İnsanlar değerlensin.
Huzur barış ve refah olsun.
Din, dil, ırk, ve mezhep gibi farklılıklarımız güzelliklerimiz ve zenginliğimiz olsun.
Yerel seçimlerle ilgili kulislerle ilgili yazılarım olacak. O anlarda buluşmak üzere ….