Besni de siyasetin geldiği son noktayı en kaba biçimi ile içler acısı olarak değerlendirmek mümkün. Evet, itiraf edeyim. Böyle bir cümleyi Besni ve Besni siyaseti için kurmak beni de üzüyor. Ama maalesef gerçek bu. Geçmişte her şeyi sorgulayan bilim ve irfanı merkezine alan çağdaş ve aydın insanların şehri Besni, bugün o eski insanlarını adeta kaybetmiş, yerine başını kuma gömmüş, her şeyin farkında ancak görmeyen, duymayan, söylemeyen ve sorgulamayan bir halk gelmiş.
Düne kadar ;
Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir,
El eli yur, elde döner yüzü yur,
Ezene karşı ezilenin yanında dur.
Kul hakkından uzak dur,
Dam yanarsa sıçan da beraber yanar,
Sen doğru ol eğri belasını bulur. Gibi yardımlaşma, dayanışma, hak hukuk adalet gibi kavramların merkezine alındığı yaşam biçiminden
Devletin malı deniz yemeyen keriz,
Su akarken kovanı doldur.
Bir daha mı geleceğiz,
Altta kalanın canı çıksın,
Görmeyecek, duymayacak ve söylemeyeceksin yani üç maymunu oynayacaksın gibi nasihat ve tembihlerle insanımız bu hale getirilmiş.
İşte Besnimizin geldiği son nokta bu.
Soru Şu
Biz Bu hale Nasıl Geldik?
Bu soru görünürde çok kısa bir soru gibi görünse de sadece bu sorudan ben inanıyorum ki bir kitap çıkar. Çünkü bu sorunun Hem Ekonomik, hem sosyolojik ,hem de kültürel nedenleri var. Bu nedenlerin göbeğine siyaseti de koyduğunuzda resim tamamlanır.
Ben bu yazıyı yazmaya başladığımda resmin bazı parçaları vardı. Ama bu noktaya geldiğimde istedim ki sizlerde bu resmin pir parçası olasınız. Bu soruyu da cevabı da beraber soralım.
Unutmayın, Sizler ne kadar katılım sağlarsanız bende o denli cesaret bulacağım. Bu vesile ile Yazmayı bıraktığım yerden, genel yayın yönetmeni olarak devam ettiğim BESNİ GÜNCEL gazetesinde yine kendi köşemden Yerel ve genel sorunlarla ilgili araştırmacı ve sorgulayıcı gazetecilik gereği yazılarım olacak.
Bu yazılarımın kaynağı sadece kendim olmayacağım çoğunu sizden gelen bilgi, duygu ve düşünceler oluşturacak. Bana sosyal medya hesaplarımdan, bizzat ve telefonla da ulaşabilirsiniz. Bu yolla sizlerin fikirleri ile Besnimizin sorunlarını dillendirip, birlikte çözümler üretip, yetkililerden taleplerde bulunacağız.
Ben de bu saatten sonra, bizim bu hale gelmemizde payı olduğunu düşündüğüm, Ata sözü gibi görünse de alakası olmayan “Bana değmeyen Yılan Bin Yaşasın” demeyeceğim.
Her konuda yazmanızı bekliyorum.
Ulaşımdan Ekonomiye, Siyasetten Ticarete, Üretimden Tüketime aklımıza ne geliyorsa, Açık açık soracağız
Sizlerden birde ricam olacak. Lütfen aklımızın yettiği kadarı ile geçmiş Besni siyasetini de gözden geçirelim.
Geçmişte siyaset Besni insanı için neydi? Şimdi ne?
Hayatımızdaki yeri neredeydi? Şimdi nerede.
Paylaşımlarımızda Öyle gizli saklı bir şey olmayacak.
Adımız da, sözümüz de açık olacak. Ama bir seviyesi de olacak.
Kişilerin özel sorunlarının hesaplaşıldığı bir alan değil, çözüm merkezli bir platform olacak.(Böyle bir Platformun oluşması hayalini hep kurdum kurmaya da devam ediyorum. Taa ki gerçekleşene kadar.)
Kısaca bu köşenin adı şimdilik, “Biz Bu Hale Nasıl Geldik ? Bu halden Nasıl çıkacağız?” olacak.
Aslında benim bir fikrim var. Ben sizlerinde fikirlerinizin olduğunu biliyorum.
Önce sizin fikirleriniz.
Ben fikrimi sizden gelen sorun ve çözüm önerileri ile birlikte her hafta sizinkilerle harmanlayarak paylaşacağım.
Bayramdan sonraki ilk konumuz. Besni de Trafik sorunu ve yollarımız olsun.
İsterse Besni insanının kendi sorunlarına çözüm ve projeler üreterek çözebileceği inancım ile Mübarek Kurban Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyor, hepinize saygı ve Sevgilerimi sunuyorum.