Gazetemiz yazarı İbrahim Halil Yılmaz'ın BOP, Ergenekon ve Misakı Milli ve Ve Getirileceğimiz Yer Neresi Olmalı konulu yazısı
Yaşadığımız yaklaşık son 20 yıl içerisinde, pek çok siyasi ve ekonomik olayları yaşarken bunların içerisinde ülkemizin getirildiği yerde en çok payı olan Büyük Ortadoğu projesine(BOP) katılma ve ERGENEKON olaylarıyla birlikte mavi vatanı sahiplenmemizin yanında Astana ve Brics’e katılım sürecinin devam ettiğini dikkate almadan yapılacak değerlendirmeler, bizleri yanlış hamlelere taşıyacağından devlet aklının çok net ve iyi kullanılması gerçeğini herkesin bilmesi gerekir.
ABD ‘nin başkanlığındaki Emperyalist dünyanın 2004 te Ortadoğu coğrafyasındaki ülkelerin haritalarını değiştireceğini ilan ederek, bu bölgedeki devlet sayısını artırırken pek çok mevcut devletinde Vatan topraklarını parçalayarak kendisine en iyi hizmet edecek bir devleti, yani KÜRDİSTAN adı altında 2. İSRAİLİ kurmak çabasıyla 2011 de Suriye’de iç savaşlar çıkararak başladığı BOP projesi uygulamalarının hala yürürlükte olduğunu, Mavi vatan sorunlarıyla birlikte herkes yaşamaktadır.
2007 de ülkemizde ERGENEKON, BALYOZ, AYIŞIGI gibi adlar altında başlatılan kumpas harekatlarıyla genelde Askeri erkan, Emniyet güçleri ve Atatürkçü önderlere atılı suçlarla zindanlara gönderildikleri ve 4-5 yıl sonra kumpas tan kurtarılmalarıyla sonuçlanan gelişmeler, FETÖ kadrolarının devlet içinde yapılandırdığı gizli eller tarafından gerçekleştirildiği ve amaçlarına ulaşmadan bozguna uğratıldığı gerçeğini yaşamış bulunuyoruz.
ABD EMPERYALİZMİ, FETÖ eliyle gerçekleştirdiği bu hamleler başarıya ulaşamayınca, hükümetin pek çok haksız ve usulsüz çalışmalarını haklı bir şekilde halk katında öne çıkararak gezi olaylarını da kullanıp 15 TEMMUZ DARBE girişimine kalkışmış ve 300 e yakın vatandaş canından edilirken geride yüzlerce yaralı bırakarak, Halkın yoğun desteğinde yurtsever asker ve Emniyet güçleri tarafından ancak bastırılabilmiştir.
Ülkemizde bu gelişmeler yaşanırken, BOP’ni hayata geçirmek için güney sınırlarımızın yanı başındaki komşumuz, Suriye’de Emperyalizm tarafından çıkarılan iç savaşlarda 12 yıldan beri kan akıtmaya devam ederlerken, Israil eliyle de bu yıllarda Filistin ve Gazzede soy kırım yaptıkları gerçeğini yaşıyoruz. Ülkemizin bütünlüğü ve Vatan topraklarımızda gözlerinin olduğunu açıkça haritalarla dahi ilan eden ABD başkanlığındaki Emperyalist güçlerin çalışmalarının ve çatışmalarının bir şekilde engellenmesi gerektiğinden hareket ile Türkiye Suriye’nin kuzey bölgelerinde güvenlik koridoru oluşturmak maksadıyla Türk ordusu 2020 yılına kadar, farklı zamanlarda 3 ayrı harekat ile(Fırat kalkanı, Barış pınarı)bir birlerinden kopuk 3 farklı bölgede tampon bölge oluşturmuş bulunmaktadır. Bu çok önemli askeri harekatlara ve Libya ile yapılan Mavi vatan etkinliğini güçlendiren Libya anlaşmasına şiddetle karşı çıkan ve yoğun olarak karşı duruş sergileyen Muhalefet liderine, Cumhur Başkanı “ Sen misak-ı milli nedir. Bilirmisin “ diye çıkışmıştı. (Bu konu ile ilgili 2020 yılında Besni Güncel gazetesinde yayınlanan yazımın linki “https://www.besniguncel.com/ergenekon-kumpasindan-misaki-milliye “ olup isteyen okuyabilir.)
Tarih, 2024 kasım ayında yani bu günlerde “Misakı Milli” sözleri C. Başkanımız tarafından yeniden gündeme getirildi. Hatta bir adım daha ileriye gidilerek “Misakı milli dahilinde bulunan 3 farklı bölgedeki ara boşlukları da hakimiyetimiz altına alacağız.” diye kararlı konuşmalar yapmış bulunmaktadır. Devamla “Suriye Lideri ESAT ile bu konularda konuşarak gereken işbirliğini yapmaya hazırız “ diyerek stratejik hedefi belirlemiştir.
Misakı Milli hudutlarını sahiplenmeye çalışırken, Esat ile işbirliği yaparak, anlaşırız derken; Suriye’nin halkının muhalif ayrılıkçı unsurların talepleri olan ayrı bir devlet veya eyalet taleplerine ESAT’ın evet diyerek ULUS DEVLET yapısından vaz geçmesi ve federal devlet yapısına geçmesi konusunda ısrarcı olacağız demeye getirmektedir. Yani yıllardır Ulus devlet yapısında ısrarcı olan ESAT bu sefer evet der mi? Son on yıla, özellikle 5-6 yıla baktığımızda Türkiye’nin Suriye muhaliflerine olan desteğini konutlar yaparak artırdığını, Güvenli bölge adı altında elinde tutuğu bu Misakı milli hudutlarına tekabül eden bölgeleri elinde tutmasının yanında bu üç bölgenin aralarındaki alanları da hakimiyet altına alarak muhtemelen Kantonlar kurarak veya Esat kabul ederse Suriye bünyesinde Eyaletler kurdurarak anlaşmalar yapılması kuvvetle muhtemel görünmektedir. Böyle bir teklifi Rusya’nın ve İran’ının desteklemesi mümkün olabilir. Esat bu teklif kabul etmediği taktirde yalnız kalacağı muhakkaktır.
Söz konusu olası bu eyalet veya kantonların ileriki yıllarda, olası bir referandum sonucuna göre, Misakı Milli sınırları içerisine yani federal bir Türkiye’ye katılmaları mümkündür. Irak’ın kuzeyinde federal yapı konumunda bulunan ve Barzani kontrolündeki Kuzey IRAK yarı federal devlet yapısının lideri, “Biz Bağdat’tan, Ankara’ya daha yakınız” sözleri ile, Suriye’nin kuzeyinde etkin olan Muhalif lideri de Ankara ile bağlarımız daha sıkı” (Müstafi amiral C.YAYCI dan alıntı) sözlerini ve Ankara ile görüşmeleri sonrası yaptıklarını özellikle belirtelim.
Burada esas olan dünyada Emperyalizmden en çok çeken bir milletin evladı olarak Misak-ı Milli sınırları dahilindeki bölge Türkiye’ye BOP projesi karşılığı sunulan bir havuç mu? diye düşünmeden geçmememiz gerekir. Eğer Misakı Milli sınırlarındaki bu bölge, Türkiye’de Atatürk’ün yapılandırdığı ULUS DEVLET yapısından vaz geçilerek Federal devlet yapısına geçme karşılığı veriliyorsa gelecek yıllar Vatanın parçalanmasının önünü açan bir hamle olacağı muhakkaktır. Federal yapı sonrası Irak’ın kuzeyi ile Suriye’nin kuzeyindeki olası devletçikleri bize nasıl bağladılarsa, 8-10 yıl sonra bu devletçikler ile beraber bizim doğu ve güney doğuda oluşturacağımız diğer eyalet devletler ile birlikte bizden koparmaları ve 2. İsraeli kurmaları çok mümkündür. Burada, ancak ve ancak Federal devlet yapılarında uygulanabilecek olan ve AKP ile CHP nin 2003 te meclisten ortaklaşa geçirdikleri “YEREL YÖNETİMLERE ÖZERKLİK ŞARTI VE İKİZ YASALARI “ neden kanunlaştırdılar ve meclis raflarında neden bekletiliyor dersiniz. İşte bu günlere hazırlık içindi.
Bu yapılanmada bazı yurttaşlar Misakı milli hudutlarına sahip olunca güçlü olacağımızı ve Ekonomik olarak büyüyeceğimizi düşünebilirler. Ancak Ekonomik yapımız dört başlı Küresel sermayeye bağlı olduğundan sökülüp atılması çok güçlü bir devlet yapısı ve iradeyi gerektirir. Bu ekonomik bağdan kurtulmadığımız sürece ekonomik yapımıza ABD, AB emperyalizminin spekülatörlerinin çok hafif müdahaleleriyle ülkemizin ekonomisini yerle yeknesak ettiği gerçeğini geçmişte ve günümüzde yaşadığımız gibi, gelecekte de devletimize yaşatacakları çok mümkündür. Bizim ekonomik olarak ABD, AB emperyalizmine göbekten bağlı olmamız sonucu ekonomik darbeler ile buhranları çok rahat yaşatarak FEDERAL devlet yapısına dönüşmüş devlet yapısında VATANIN parçalanması da dahil her isteklerini bize dayatarak yaptıracaklarını herkesin çok iyi bilmesi gerekir.
Söz konusu; VATAN’IN olası parçalanmasının önlenmesi için yollar vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz.
1- Atatürk’ün bizlere emaneti olan ULUS DEVLET yapısının hiçbir şartta terk edilmemesi gerekir
2- Ekonomik bağımsızlığın ve egemenliğini kazanılması.
3- Üyelerinin Bağımsızlığına ve egemenliğine önem veren ŞANGAY iş birliği ve BRİSC üyeliklerine dahil olmasıdır.
Bu yazıyı bitirmek üzereyken, Suriye’nin toprak bütünlüğü için Esat “Türk askerleri’nin topraklarından çekilmesi gerektiğini belirtti” haberleri basına düştü. Bu talep C.Başkanımızın önereceği çözümü ile zıtlık oluşturması kuvvetle muhtemel. Bu nedenle Sorunların bir süre daha bekletilmesi gerekecek gibi görünüyor.