Kürt sorunu tarihi süreci olan bir sorundur. 1980’li yıllardan başlayarak tartışılmaya başlanmıştır. 1990’lı yıllarda uluslar arası bir konum kazanmıştır. Çok boyutlu bir biçimde tartışılmaya başlanmıştır.
Kendisi Kürt kökenli olan Salih Fırat, öğrencilik yıllarından başlayarak Kürt hareketinin içinde yer almamıştır. Yer aldığına dair kamuoyuna yansıyan bir açıklaması ve çalışması yok.
CHP il başkanlığı dönemi, milletvekili adaylığı dönemi seçim çalışması dahil CHP’den istifa ettiği güne kadar, (Uludere’yi ziyareti bir kenara konulursa) Kürt sorununa yönelik kamuoyuna yansımış olan bir çalışması, görüşü ve açıklaması yoktur.
CHP Meclis Grubu İç Yönetmenliği’ne göre milletvekillerinin, Grup Başkanlığı’na müracaat ederek Meclis Grubu’nu toplantıya çağırma hakkı var. Birgül Ayman Güler’in konuşmasından rahatsız olduğunu söyleyen Salih Fırat, CHP Meclis Grubunu toplantıya çağırabilirdi. Burada Güler’in konuşmasını tartışmaya açar, Kürt sorununa ve Kürtlere yönelik Güler ve Güler gibi düşünen diğer milletvekilleriyle mücadele edebilirdi.
Meclis Grubu’ndaki mücadelesinde sonuç alamazsa, Genel Başkanla görüşüp partinin en üst Organı olan Parti Meclisi’nin toplanmasını talep edebilirdi. Güler’in söylediklerinin Parti Meclisi’nde tartışılmasını sağlayabilirdi.
Bu yolla Kürt sorununu çözümüne önemli katkısı olurdu. Eğer bunları yapıp sonuç alamayınca Partiden istifa etseydi, iddialarında haklı ve samimi olurdu.
Ama Fırat, Kendisini milletvekili yapan Genel Başkanın görüşme talebini bile kabul etmeden CHP’den istifa etmiştir.
Eğer Fırat’ın istifasının gerçek nedeni, Güler’in söyledikleri olsaydı, o zaman Kürt kimliğinin tanınması ve Kürt sorunun çözümü için mücadele eden, Kürt sorunun çözümünü kendisi için dert edinen BDP’ye geçmesi gerekirdi. Kendisini davet eden BDP’ye geçmesi, orada politika yapmaya devam etmesi gerekirdi.
Ama BDP’ye gitmedi. İktidarda olan, kaynak kullanan, fayda sağlayan AKP’ye gitti.
AKP’ye geçmeye karar verince Kürt olduğunu ve Kürtlere yapılan haksızlıkları hatırlayan Fırat’ın, neden kendisini davet eden BDP’ye değil de, AKP’ye geçtiği süreç içinde daha yakından görülecektir. Bekleyip göreceğiyiz.