Allah Zülcelal Hazretleri Kuran-ı Kerim’in Hud Suresi ayet 113’te şöyle buyurmaktadır; “Zulmetmiş olanlara meyil etmeyiniz. Yoksa o size ateş dokunur ve sizin için Allah-u Teâlâ’dan başka yardımcılardan kimse yoktur. Sonra size yardım da edilmez.”
Zulüm yüce kitabımız olan Kuran-ı Kerim’de, biri inanç, diğeri ise ahlak alanında olmak üzere iki anlamda kullanılmaktadır. Bunlardan inanç alanında olan zulüm Kuran-ı Kerim’de şirk, küfür, yalanlama ve benzeri anlamlara gelmektedir. (Enam Suresi ayet 68-93, Tövbe Suresi 23, Zümer Suresi ayet 32) bu anlamdaki zulüm doğrudan doğruya inanç konusu ile ilgilidir.
Fakat Hud Suresinin 113. Ayeti ise haddi aşmak, başkasının hakkını ihlal etmek ve çeşitli gayri meşru yollarla zorbalık yani başkasına zarar vermek anlamını ifade etmektedir.
Bu gibi olaylar daha çok insani ilişkilerde ortaya çıkmaktadır. Allah Zülcelal Hazretleri zulmün her türlüsünü haram kılıp yasakladığı gibi, aynı zamanda da Müslüman kafir ayrımı yapmayarak zulmün her türlüsünü her kim yaparsa yapsın bunun cezasını mutlaka çekeceğini açıkça ifade etmiştir.
Allah Zülcelal Hazretleri zulmedenlere meyletmenin ve o zulmü alkışlayıp tasvip edenleri benimseyip onu destekleyenleri de aynı suçu işlemiş gibi cezalandıracağını da (zulmedenlere meyletmeyin sonra size de ateş dokunur) diyerek açıkça belirtmiştir.
Evet saygıdeğer okurlarım, Allah Zülcelal Hazretlerinin bu açık uyarısını iyi düşünerek zulüm yapmak şöyle dursun, zulüm yapanlara meyletmekten de kendimizi korumalıyız. Ayeti kerimedeki zulmedenlere meyletmek onların arzu ve isteklerini benimsemek onlarla beraber olmak dalkavukluk etmek, yaptıklarına rıza göstermek aynı suçu işlemiş gibidir.
Şunu açıkça ifade edeyim ki, eğer zulmedenlere destek olabilecek davranışlarımız varsa hemen vazgeçmeliyiz. Yani iyi niyetle de olsa zalimlere meyletme anlamı taşıyan hal ve harekette bulunmak İslam dinince açık bir şekilde yasaklanmıştır.
Zulüm denildiği zaman bir şahsın başka bir şahsın üzerinde tahakküm kurması ve onun malını zorla elinden alması zorbalığı çağrıştıran söz ve davranışlar, akla geldiği gibi elbette bunlar zulümdür. Gereksiz yere adam öldürmek büyük bir zulümdür ve yeri ilelebet cehennemdir.
Evet okurlarım, biz şayet zulmedenlere eğilim gösterip onların yaptıkları kötülükleri hoş karşılayarak onların safında yani onların yanında yer alacak olursak ayetin devamında bizlere ateşin dokunacağı açıkça belirtilmektedir. Şayet bizler zulmedene destek olup onu tasvip edersek bizleri yakacak ateşten kimse kurtaramaz.
Şu halde kendimiz zulmetmediğimiz halde başkalarının zulmüne kalben dahi meyletmemiz münasebetiyle ateşin bizlere dokunmasını, azaba çarptırılmayı hangimiz isteriz? Hiç şüphesiz hiç birimiz bu tür davranışın sonucu azaba çarptırılmayı kabul etmeyiz. Etmeyeceğimize göre zalimlere meyletmekten ve aynı zamanda da onların safında yer almaktan kaçınmamız gerekmektedir.
Böyle zulmü kar insanlara karşı sessiz kalmak, onların yaptıkları hatalı yanlışlarda cesaret vermiş olunur.
İşte saygıdeğer okurlarım, bizler nerede ve ne zaman olursa olsun yalanla zorbalıkla ve çeşitli sindirme yöntemi ile insanların haklarını yiyen gasp eden ve onlara zulmeden kimselerin karşısında daima dik durmalıyız. Böyle insanların haklarını yiyen insanlara zulmeden kimselere sessiz kalmamız onların işledikleri suçlara bizler de ortak olmuş oluruz. Mehmet Akif’in bir sözü ile yazıma son veriyorum:
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevmem,
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Saygılarımla.