Evet saygıdeğer okurlarım. Müşriklerin Müslümanlara verdiği büyük sıkıntıları tükenmek bitmez bilmeyen hallerinde Allah-u Tela'nın yardımı ve izni ile Peygamberimiz (S.A.V) Efendimize ve Müslümanlara kendileri için en uygun yer olan Medine'ye hicreti emretti. Bunun üzerine bütün müminler gruplar halinde Medine'ye hicret etmeye başladılar. Fakat bu durumda Kureyşliler çokta rahatsız oldular. Çünkü Medine'de Müslümanların güçlü bir birliktelik oluşturacağını biliyorlardı. Çünkü Medine Mekke ile Sam yolu üzerindeydi. Aynı zamanda Mekke'nin ileride ticari yönden zayıflamasına neden olabilirdi. İste bu sebeple bütün kabilelerden kuvvetli gençler seçilerek bir çete oluşturuldu ve Peygamberimiz (S.A.V) Efendimizi öldürmeye hem de Peygamberimiz (S.A.V) Efendimizin evde olduğu bir gecede saldırmaya karar verdiler. Ancak Allah Zülcelal Hazretleri müşriklerin bu kararını Resulüne bıldırdı ve hemen hicret etmesini emretti. Ayeti kerimede bu olay söyle anlatılmaktadır. Enfaz Suresı ayet 30'da; "Hani kafirler seni tutuklamak veya öldürmek yada Mekke'den çıkartmak için tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kuruyorlar Allah'ta kuruyordu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır."
Evet Peygamberimiz (S.A.V) Efendimizde Hz. Ebubekir'e uğrayıp hicret için hazırlık yapmasını söyledi ve kendisine verilen emanetlerin sahiplerine vermesi için Hz. Ali Efendimize bıraktı ve geceleyin kendi yatağına da onu yatırarak evinden ayrıldı. Hz. Ebubekir ile buluşarak beraber Mekke'yi terk edip Sevr dağına doğru yola koyuldular. Sevr dagı Mekke'nin güneyinde 5 veya 6 km uzaklıktadır. Aynı zamanda Sevr dağı birçok ufak tepelerden oluşmakta. Aynı zamanda da irili ufaklı pek çok mağara bulunmaktadır.
Evet işte bu sebeple bu ayette bu mağarada Peygamberimiz (S.A.V) Efendimizin saklandığı ve bu esnada ise yanında bir arkadaşının bulunduğu onun da düşmanın takibinden büyük endişe duyduğu ama Peygamberimiz (S.A.V) Efendimize güvendiği ve Allah-u Teala'nın yardım edeceğine güvenerek metanetini korudu hatırlatılmaktadır. Ayette adı geçmemekle beraber tarihi bilgiler bu kısının Hz. Ebubekir Sıddık olduğunu kesin bir vazıyette ortaya koymaktadır. Ayrıca konu ile ilgili güvenilir kaynaklar Hz. Ebubekır'in bu yolculukta ve özellikle sığındıkları mağarada geçirdikleri 3 gün boyunca Peygamberimiz (S.A.V) Efendimizin üzerine titreyen davranışları ile ona olan samımı varlığını ne kadar da içten olduğunu göstermektedir. Evet iste Kuran-ı Kerim'in Hz. Ebubekir'in Peygamberimiz (S.A.V) Efendimize bu eşsiz sadakat ve bağlılığından dolaylı olarak övmesi onun İslamı literaturde yar,ı kar yanı Resulullah'ın mağaradaki can yoldaşı diye anılmasını sağlamış olmaktadır.
Evet bununla beraber ayette Hz. Ebubekir gibi mutlak teslimiyet sahibi ve yüceler yücesi Allah'ın her şey Kadir olduğuna yürekten inanmış bir kişinin bile ümitsizliğe veyahut endişeye kapıldığı fevkalade kritik bir durumda dahi Peygamberimiz (S.A.V) Efendimize güven duygusu veren ve ona umulmadık destekler sağlayan Allah Zülcelal Hazretlerinin bu defa da yine başarı nasip edeceğinden kimsenin kuşku duymaması gerektiği hatırlatılmaktadır.
Evet hicret anında en zor anlar Sevr mağarasında yaşanmıştır. Yatağına Hz. Ali'yi yatırması ve Hz. Ebubekir ile Medine yönüne değil, Güneye doğru gitmeleri ve Medine yoluna değil mağarada geçici olarak saklanmaları düşmanı bir şaşırtma taktiğidir. Evet, Peygamberimiz (S.A.V) Efendimizin beşeri tedbirlerinin tükendiği yerde Allah'a olan güvenin bitirilmemesi gerektiğini gösteren örnek bir durumdur. Evet Allah'ın yardımından ümit kesmenin söz konusu olmayacağı ve Allah'ın dilerse umulmadık yollarla başarı ve zaferin gerçekleşeceğini açıkça bildirmektedir. Saygılarımla.