Evet, ayeti kerimeden de açıkça anlaşıldığı gibi Allah Zülcelal Hazretleri kısas hükmünü ve yapılabilecek affın hudutlarını açıkça beyan buyurduktan sonra tekrar kısasa dikkati çekmekte ve onun için en kısa en beli ve insanlık durdukça göz önünde uzak tutulacak bir kaideyi bariz bir şekilde ortaya koymaktadır.
Evet, öyle değil midir ki, öldüren bilirse ki bir kimseyi öldürdüğü zaman kendisi de aynı şekilde öldürülecektir. Kolay kolay o kötü fiile yanaşmaz. Hem önünde etkili şekilde ibret almış oldukları olayları gördükçe, kendini frenlemeyi ve feci o sahneleri tekrar yaşamamayı düşünecektir. Bu ise başkaları için ve bütün insanlık için hayatın ve yaşamanın bir teminatı olmuş olacaktır. Böylece ölüm de öldürme de hayatın nasıl olabileceği sorusunun cevabı herhalde hemen bulunabilir. Evet, Kuran-ı Kerim'de kısasta sizin için hayat vardır düsturu, az kelimelerle çok manaları ifade edebilme mucizelerinden biri olarak anlayan ve düşünen akıl sahiplerine sunulmuştur. Evet, kasten ve haksız olarak birini öldüren kimsenin ceza olarak öldürülmesine aynı şekilde birini yaralayan kimsenin misilleme yolu ile yaralayarak cezalandırılmasına kısas denilmiştir. Kısas cezası haksız ve kasıtlı olarak öldürme ve yaralama suçlarına mahsustur. Aynı zamanda da bunları engelleme amacı gütmektedir. Bu suçun cezasının diyet olarak verilmesi maktulun yakınlarının veya mağdurun rızasına bağlıdır. Kasıt bulunmadan kaza sonucu birini öldürme veya yaralama durumunda ise kısas cezası söz konusu olmayıp, karşılık olarak sadece diyet ve kefaret vardır.
Yine ayrıca Allah-u Teala Kuran-ı Kerim'in Nisa suresi ayet 92;'de şöyle buyurmaktadır; "Yanlışlıkla olması dışında bir mümin bir mümini öldürmeye hakkı olmaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Ancak ölünün ailesi diyeti bağışlarsa o başka. Öldürülen bir mümin olmakla birlikte size düşman olan bir topluluktan ise mümin bir köle azad etmesi lazımdır. Eğer kendileri ile aranızda anlaşma bulunan bir topluluktan ise ailesine teslim edilecek bir diyet vermek ve mümin bir köleyi azad etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin Allah tarafından tövbesinin kabulü için 2 ay peş peşe oruç tutması lazımdır. Allah her şeyi bilmektedir, hikmet sahibidir."
Evet, bir müminin yanlışlıkla öldürdüğü müminin ailesi ya İslam topluğu içinde bulunur, ya da Müslümanlarla aralarında anlaşma bulunan bir topluluk içinde olur, yahut bir düşman toplulukla beraber yaşar. Bu 3 farklı duruma göre yanlışlıkla mümin öldürmenin cezası da ayette açıklandığı gibi değişmektedir. Yanlışlıkla öldürme suçundan ödenen diyeti (akile) öder. Akile, öldürenin fıkıh kitaplarındaki açıklanmış olan belli derecedeki yakın akrabalarıdır. Kasten adam öldüren kimselere uygulanacak dünya cezası kısastır. Maktulun ailesinin tamamı veya bir kısmı kısastan vazgeçer, yahut tazminat karşılığında sulha razı olurlarsa, kısas cezası düşer ve diyet devreye girer. Kasten öldürme suçunda diyeti katilin ailesi değil, bizzat kendisi öder.
Evet, şuda bir gerçektir ki, Allah Zülcelal Hazretleri herşeyi sebepsiz, şartsız maliki ve hepimizin sahibidir. Aynı zamanda da bütün insanlar onun mahluku kullarıdır. Kullarına verdiği her emri ve her şeyi istediği gibi kullanması hep yerindedir ve hem de faidelidir. Bunda zulüm fesat olmaz. Evet, insanların kullandığı övündükleri mallar mülkler hakikatte kendilerinin değil, hep onundur. Evet, Allah-u Teala bu dünyanın düzeni için ve bazı faidelere yol açması için bunları bizlere mülk kılmış ise de esasında hakikatte hepsi de onundur. O halde bizim bunları asıl sahibinin mubah gördüğü ve izin verdiği kadar kullanmamız yerinde olur. Evet, iyi bir kimse talihli bir insan kusurları, günahları, lütuf ve ihsan ile affolunan ve yüzüne vurulmayan kimsedir. Yarabbi, bize ihsan ettiğin, iman ışığını söndürme, kusurlarımızı ört, bütün kusur ve günahlarımızı affet ve bağışla. Çünkü sen her şeyi yapabilirsin. Amin. Saygılarımla.