13-05-2014 Salı günü Manisa’nın Soma ilçesindeki kömür ocağındaki elim kazada üç yüzün üzerinde ölüm ve iki yüze yakın yaralı ile neticelenen kaza ile Türkiye’de görülmemiş en yüksek kazayı tüm halkımız yaşadı. O nedenle başımız sağ olsun.
Bu kazayı yaşayan cenaze sahiplerine baş sağlığı diler ve acılarına ortak olmak isterim. Yaralılara da hayırlı şifalar dilerim.
Televizyonlarda ve gazetelerde kazanın çıkış nedeni henüz belli olmadığı ve yapılacak araştırmalar neticesinde belli olacağı söylenmektedir. Gerek yorumcular ve gerekse bu işin mühendisleri ve bu işte çalışanların anlattıklarına göre tesis sahiplerinin tesisteki emniyeti sağlayacak tesislerin eksiklikleri olduğunu, o nedenle de bu olayın olduğunu söylemektedirler.
Esasen bu elim kazadan önce 29-04-2014 günü Türkiye büyük millet meclisinde Manisa milletvekili Sayın Özgür Özel, meclise verdiği araştırma önergesinin görüşüldüğü o gün yaptığı konuşmada bu kazanın geleceğini haykırarak söylemesine rağmen mecliste iktidar partililerin milletvekilleri işi ciddiye almamaları ve önergeyi ret etmeleri dikkatimizi çekmektedir. O nedenle bu önergeyi ret edenler kaybolan bu canların günahını çekmezler mi?
Olay yerine gelen devlet ricali siyasi parti başkanları olayı incelerken, bazıları bu acıya dayanamayıp üzülürken, ölenlere baş sağlığı dilerken, yaralılara şifalar dileyerek onların acılarına ortak olmuşlardır. Ama bazıları ise bu kazayı hafife almaları bu işin fıtratında ölümün olduğunu zikretmeleri hem acı sahiplerini hem de vatandaşı üzmüştür. İşin ciddiyetine bakarak bu acılı ailelerin üzüntülerini ve acılarını paylaşsalar olmaz mı?
Sayın Başbakanın konuşmasındaki bazı yanlışlar her halde kendisine verilen bilgiden kaynaklanmaktadır. Ama yaptığı bazı yanlış hareketlere gelince ben şahsen sayın başbakanın bu elim kazanın üzüntüsüne dayanamayarak bu yanlış hareketleri yaptığı kanısındayım. Yoksa bir başbakan böyle yanlış yapmaz.
Gelelim Başbakanın korumaları ve müsteşarının yaptığına. Onlarda herhalde bu zamana kadar her protesto eyleminde bulunanlara yaptıklarını burada da tekrarladılar. Ama hiç düşünmediler ki bu olay onlara benzemez. Bu bir ciğer acısı o nedenle yapılan protesto. Gelelim kazaya. İki binli yıllarda teknolojin ilerlediği bir devirde her türlü can güvenliği alınması gerekli iken, ilkel bir korunma ile bu işletmenin çalıştırılması doğru olur mu? Özel şirketlerin ilk düşündüğü para kazanmak. Para kazanılır ama gerekli tedbirlerde alınır. Şirket yetkililerin yaptıkları basın toplantısında gazetecilerin sorularına eften püften cevap vererek işi ört bas etmeye çalışmaları hele hele sığınma odalarının sorusuna ise odalar eski idi yenisini yapmak için onları bozduk, ama yenisi de yetişmedi demeleri ne kadar acı.
Bir trafik kazası oluyor, gerek yaralama gerekse ölümlü olsun kazayı yapanın suçu dahi olmasa karşı tarafın acısını dindirmek için kaza yapan şoförü tutukluyorlar. Beş yüzün üzerinde ölü veya yaralı oluyor, şirket yetkilileri elini kolunu sallayarak geziyor. Ne bir soruşturma nede bir gözaltı var. Sanki oraya gelenleri düğüne geliyormuş gibi karşılamaya gidiyorlar. Ne olurdu yani onları da soruşturma yapmak için savcılığa çağırılsa da bu acıları çekenlerin acılarını bir nebze hafifletseler olmaz mıydı? Tekrar ölenlere Allah’tan rahmet, yaralılara sıhhat dilerken, önce cenaze sahiplerine başsağlığı diler, Türkiye’nin başı sağ olsun der saygılar sunarım.