Yaratmış olduğu mahlıkların önünde arkasında ne varsa bilir. Mahluklar ise onun dilediğinden başka, ilminde hiçbir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü yerler ve gökleri kaplamıştır.
Gökleri ve yeri gözetmek ona ağır gelmez o öyle ulu öyle büyüktür.
Hay: Her zaman varılan diri olan ezeli ve ebedi hayat sahibi.
Kayyum: kendi zatı ile var olup zeval bulmayan ve bütün kâinatı varlıkta tutup yöneten demektir.
Bu ayete Ayetul Kursi denir. Bu ayet Allahın hükümdarlığının son derece açık ve özet anlatımını ihtiva eder. Fazilet ve sevabına dair hadisi şerifler vardır. Ezcümle Kuranda en büyük ayet Ayetul Kursidir.(Müslim)
Kuranın dörtte birini okumaya denktir. (Ahmet)
Zekât çalan birini Ebu hureyre yakaladı. Sonra o şeytan olduğunu itiraf etti. Ebu hureyre onu Hz. Peygamber (S.A.S.) efendimize götürmeye kararlı idi şeytan beni serbest bırak sana öyle bir şey öğreteyim ki Allah onunla çok fayda verecektir. Yatağına girerken Ayetul kursiyi oku, devamlı olarak Allah tan bir koruyucun olacak ve sabaha kadar sana yaklaşamayacaklardır. Ebu hureyre onu serbest bırakıp ertesi gün Hz. Peygamber (S.A.S.) anlattı. O yalancıdır fakat sana söylediği doğrudur.
Bakara Suresi Ayet 256 dinde zorlama yoktur. Doğru yol, sapıklıktan hak batıldan ayrılıp belli olmuştur.
Artık kim tağutu reddedip Allaha iman ederse işte o kopması mümkün olmayan en sağlam tutamağa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir ve bilir.
Tağut: azgınlık manasına gelen bir mastardır. belağat da sıfat yerine mastar kullanmak, o sıfatla nitelendirmenin pek ileri bir derecede olduğuna delalet eder. Biri hakkında güzel demek bir başkası hakkında güzelliğin ta kendisi demek arasındaki fark pek barizdir. Allah tan başkasına ibadet edene taği (asi) denir. Ama azgınlığın ta kendisi kesilmis kendisini tanrılaştırıp başkalarını kendisine kul yapmak ise tağut olur.
Dini kişinin kendi tercihi ile seçmesi gerekir. Dinin özelliği zorlamak değil blakis zorlaman korumaktır.
Bakara suresinin 257.inci ayetinde Allahiman edenlerin yardımcısıdır. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edernlerin ise dostları tağuttur. İşte onları aydınlıktan karanlığa götürürler. İşte onlar cehennemlik kimselerdir ki orada ebedi kalavaklardır.
Veli: hami, koruyucu, dost,yönetici bir kimsenin işlerini üstlenen destekleyip yardım eden manalarına gelir.
Bakara Suresi ayet 258’de Allah kendisine hükümdarlık verdiği için şımararak rabbi hakkında İbrahim ile tartışan kişinin haline bir baksana. İbrahim ona benim rabbim hayatı veren ve alandır deyince o bende yaşatır ve öldürürüm dedi. Bunun üzerine İbrahim işte Allah güneşi doğudan doğduruyor haydi sende batıdan doğdur der. Kafir dona kaldı zaten Allah zalimlere hidayet etmez. Emel ve arzularına kavuşturmaz.
Rivayete göre nemrut hapisaneden iki mahkum adam getirerek birini öldürmüş diğerini hayatta bıraktıktan sonra, demogoji kabilinden böyle söylemişti fakat güneş delilie karşı hiçbirşey söyleyemedi.
Yine Bakara süresinin 259.uncu ayetinde (Yahut şu kimsenin hali gibidir ki o bir şehre uğramıştı şehrin binası çökmüş ıpıssız yatıyordu. Adam ; Allah burayı ölümünden sonra nasıl diriltecekdedi? Bunun üzerine Allah oadamı 100 yıl boyunda öldürüp sonra diriltti. Ona ölü vaziytte ne kadar kaldın diye sorunca o bir gün veya daha az diye cevap verdi ,Allah ona hayır sen 100 sene kaldın işte yiyeceğin ve içeceğin bak bozulmamış. Birde merkebine bak kemikleri nasıl biribinden ayrılmış. Senide insanlara canlı bir delil yapmak için öldürüp dirilttik hele o eşeğin kemiklerine dikkat et onları nasıl birleştirip yerli yerine koyuyoruz sonrada et giydiriyoruz. Böylece işin gerçeği kendisine tam manası ile belli olunca, artık pek iyi biliyorumki Allah her şeye kadirdir dedi. Saygılarımla.
KENAN GÖKSU