Buhari ve Müslim’in sahihinde nakledildiğine göre İbn-i Mesut R.A. der ki; “Ben Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize sordum. Ey Allah’ın Resulü. Amellerin hangisi eftaldir. Bana vaktinde kılınan namaz dedi. Sonra hangisi dedim. O ana ve babaya iyi davranmaktır dedi. Sonra hangisi dedim. Allah yolunda cihad etmektir dedi.

Yine sahih bir hadiste varid oldu ki, Adamın biri Hz Peygamber (S.A.V.) Efendimize, Ey Allah’ın Resulü. Kime iyi davranayım? Diye sormuş. O da annene demiş. Sonra kime deyince yine annene demiş. Sonra kime deyince o babana, sonra sana kim yakınsa yakınına buyurmuştur.

Bir de yetimler. Kendilerine kazanç getirecek babaları olmayan küçüklerdir. Miskinler ise kendilerine ve ailelerine harcayacak bir şeyi bulunmayan kimselerdir. İşte bu iki kimselere de yardım etmek elzemdir.

Allah Zülcelal Hazretleri Kuran-ı Kerim’in Bakara Suresi Ayet 83’te şöyle buyurur; “Ve bir vakit İsrailoğullarından şöyle söz almıştık. Allah’tan başkasına ibadet etmeyin, ana ve babaya, akrabaya, yetimlere ve çaresizlere iyilik ve yardımda bulunun. İnsanlara güzel söz söyleyin. Namazı kılın ve zekatı verin. Fakat pek azınız hariç sonraları sözünüzden döndünüz ve hala da dönekliğinize devam edip gidiyorsunuz. Allah Zülcelal Hazretleri İsrailoğullarından aldığı söz çok önemli 8 maddede toplanmaktadır.

1-      Allah’tan başkasına ibadet etmemek, başka mabud tanımamak.

2-      Ana ve babaya iyilik yapmak, güzel muamelede bulunmak.

3-      Kim olursa olsun yakınlığı bulunan akrabaya iyilikte bulunmak ve yardım etmek.

4-      Babaları ölmüş yetim kalmış çocuklara iyilikte bulunmak ve yardım etmek.

5-      Geçimlerini sağlayamayan yoksullara iyilikte bulunmak ve yardım etmek.

6-      Diğer insanlara karşı daima güzel söz söylemek ve iyi davranış içinde bulunmak.

7-      Namazı kılmak, mümkün olduğu nisbette camide kılarak ifa etmek.

8-      Zekatı vermek.

Ne yazık ki İsrailoğulları bu güzel söz ve hareketleri de yerine getirmediler. Pek azı hariç büyük çoğunluğu sözlerinde durmadılar.

Allah-u Teala İsrailoğlullarına emirler verdiğini ve kendilerinden bu emirlere uyacaklarına dair söz aldığını, onların ise bu sözden vazgeçip kasdla ve bile bile ondan vazgeçip yüz çevirdiklerini hatırlatıyor. Allah-u Teala İsrailoğullarına kendisine ibadet etmelerini, ona hiçbir şeyi ortak koşmamalarını emretmiştir. Bu emri bütün yaratıklarına aitti ve insanları bunun için yaratmıştı. Nitekim Allah Zülcelal Hazretleri Kuran-ı Kerim’in Enbiya Suresi ayet 25’te şöyle buyurmaktadır; “Ve Senden evvel hiçbir Peygamber göndermedik ki, illa ona şöyle vahy etmiştik. Muhakkak ki benden başka ilah yoktur. Artık bana ibadet ediniz.” Ey hatemül mürselin. Senden evvel, eski kavimlere hiçbir Peygamber göndermedik ki, illa ona o Peygambere tarafı uluhiyetimden şöyle vahyetmiştik. Bütün Peygamberlere vahy ile semavi kitaplar vasıtası ile şöyle bildirmiştik. Muhakkak ki benden başka ilah yoktur. Bütün mahlukatın haliki mabudu ancak zatı akdeşimdir. Artık ey kullarım, bana ibadet ediniz sizi yaratan yaşatan şerik ve nazireden münezzeh olun. Mabudunuzu böylece tevhid ve takdis ederek ondan başkasına uluhiyet, mubudiyet isnat etmeyiniz. Başkalarına tapınarak, küfr ve şirke düşmeyiniz. İşte Allah-u Azimüşan bütün beşeriyeti böylece bir dini tevhide davet buyurmaktadır.

Allah Zülcelal Hazretleri Kuran-ı Kerim’in Nahl Suresi ayet 26’da şöyle buyurmaktadır; “And olsun ki her ümmete Allah’a kulluk eden, azdırıcılardan tağuttan (haddi aşmak) kaçının diyen Peygamber göndermişizdir. Allah içlerinden kimini doğru yola eriştirdi, kimi de sapıklığı hak hak etti. Yeryüzünde gezin, Peygamberleri yalanlayanların sonlarının nasıl olduğunu görün.” Evet, işte bu inkarcılardan evvel gelenler de bir takım hileler kurmuşlardır. Allah’ta verdiği ceza ile binalarının altını üstüne getirdi. Temelleri sökülerek tavanları başlarına çöktü. Bu azab onlara hiç ummadıkları zamanda ansızın geldi. Cezaya çarptırılan o kavimlerden ibret almalı ve bir daha onların işlediği hataları işlememelidir. Aksi halde aynı cezalar o hataları işleyenlerin başına da gelir.

Yine Allah Zülcelal Hazretleri Nahl Suresi 30,31 ve 32. Ayetlerinde şöyle buyurmaktadır; “Allah’tan korkup korunanlar ise Rabbiniz ne indirdi? Denildiğinde onlara da hayır indirdi derler. Bu dünyada güzel iş yapanlara güzel mükafat var ve elbette ahret yurdu daha hayırlıdır. Muttakilerin yurdu ne hoştur.

Adn Cennetleri vardır. Oraya gireceklerdir. Altlarından ırmaklar akar. Onlara orada ne isterlerse vardır. İşte Allah müttakileri böyle mükafatlandırır. Melekler o muttakilerin canlarını hoş olarak aldıklarında selam size yapmış olduğunuz güzel işlerim mükafatı olarak girin Cennete derler.

Evet saygıdeğer okurlarım. Allah Zülcelal Hazretlerinden korkup ve onun emir ve nehilerine bağlananlar için, içide devamlı kalacakları Adn Cennetleri vardır. Oraya gireceklerdir. İşte orada müminlere diledikleri her şey vardır. Arzu ettikleri her şey diledikleri her şey hiçbir çalışmayı ve yorgunluğu gerektirmeksizin ve hem de kesintisiz olarak kendilerine takdim edilecektir. İşte Allah Zülcelal Hazretleri müttaki kullarını böyle mükafatlandıracaktır. Bu dünyada emirlerini tutup yasaklarından kaçınanlara bitmez tükenmez nimetler ihsan edecektir. Melekler muttekilerin canlarını almaya geldiklerinde, Allah-u Teala’dan bir de selam getirip onların canlarını eziyet vermeksizin kolaylıkla hoş olarak alırlar ve yapmış olduğunuz güzel ameller sebebiyle girin cennete derler. Allah bütün Müslüman ümmetine böyle güzel hali nasip ve müesser eylesin. Amin. Saygılarımla.