Evet, üstünde yaşamış olduğumuz cennet vatanımızı, Anadolu’muz diye isimlendirdiğimiz, bu çok kutsal toprakları, canımızdan, kanımızdan daha çok sever, aynı zamanda da malımızdan, evlatlarımızdan, daha aziz, onun ebedi olması durumunda, canımızı malımızı seve seve feda ederiz. İşte bu konuda ki inanç ve kararlılığımızı bütün dost düşman herkes bilmelidir. Evet, işte bu meziyetlerden dolayıdır ki vatan savunmasını, imandan bir parça olarak kabul eden bu millet, vatan için dökülen kanı, vatansız nefes alan bir cana tercih etmektedir. Evet, atalarımız, canını, malını ve iman dolu benliği ile bütün varlığını şu anki üzerinde yaşadığımız kutsal mübarek vatanımıza hediye etmiştir.
Evet, gözü doymayan her zaman başka milletlerin topraklarına el atmaya çalışan, hırslı, ihtiraslı insanlar olacaktır. İşte Allah-u Teâlâ bu gafillere karşı daima hazırlıklı olmamızı bizzat emretmektedir. Öyleyse bizlerde zamanın en güçlü ve en kuvvetli araç ve teçhizatlarını hazırlamalıyız. Bu kutsal vatanımızı düşman emellerine bırakmamak için daima hazırlıklı olmalı, evet bunları yerine getirerek de binlerce şehit atalarımızın ruhlarını şad etmeliyiz. Hem de iman dolu yüreğimizi düşmanlara göstermeliyiz. Evet, geçmiş atalarımız ne güzel de buyurmuş (su uyur düşman uyumaz, düşman karınca da olsa hor akir görme)
İşte bu sebepledir ki, dinimiz vatan savunmasına çok büyük önem vermiştir. Evet, bir hadisi şerifte de peygamberimiz (svs) şöyle diyor ya? (biri Allah korkusundan ağlayan, diğeri de Allah rızası için vatanı savunmak üzere nöbet bekleyen iki gözü cehennem ateşi yakmaz) Tirmizi feazilül, Cihad 12. Buyurarak vatan savunmasının önemini belirtmiştir.
Evet, Allaha hamd semalar olsun geçmiş atalarımız, yer yüzünün en güzeli ve en bereketli topraklarını kendilerine vatan olarak seçmişlerdir. Buram buram, tütüp kokan, bu güzide yurda, düşmanların kirli ayakları ile çiğnenip kirlenmesine müsaade etmemişlerdir. Evet burada savaşmışlar gerektiğinde ise seve seve mallarını ve canlarını feda etmesini de bilmişlerdir. Evet, her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanan aziz vatanımızın kabrini, kıymetini iyi bilmemiz gerekir.
Allah rahmet eylesin, memleketimizin güzide milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy şiirlerinde ne güzel söylüyor.
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı,
Düşün altında ki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun incitme yazıktır Atanı,
Verme, dünyaları aslanda bu cennet vatanı.
Yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor
Bir hilal uğruna ya rab, ne güneşler batıyor.
Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz,
Bu yol hak yoludur dönme bilmeyiz yürürüz.
Düşer mi tek taşı sandın harimi ismet’in
Meğerki harbe giren son nefer şehit olsun.
Evet, merhum M. Akif bu gerçeği de ne güzel diler getirmektedir. Evet, yukarıda ki ayeti kelimede de açıkça anlaşıldığı üzere, hiç kimsenin boyundurğu altına girmemek, bağımsız bir şekilde yaşamak, bu aziz toprakları bizden sonra ki nesillere hediye etmek, can ve mal emniyeti ile huzur ve güven ortamı için de yaşamak, her türlü saldırıya karşı koyacak nitelikte ki, güçlü ve ergin bir savunma ile mümkündür. Evet, özellikle de büyüğün küçüğü yuttuğu, güçlünün zayıfı ezdiği ve çeşitli haksızlıkların kol gezdiği bir dünyada yaşamak ve varlığı korumak için güçlü olmak ve muhtemel saldırılara karşı daima tedbirli olup savunmaya ağırlık vermek zarureti vardır.
Evet, nüfusta 5 Mayıs 1929 doğumluyum. Ama esas doğumum 5 Mart 1926’dır. Hem de herkes 9 aylık, ben 7 aylığım. Gençlikten ihtiyarlığa bir ümit vardır. Benim ise yaşım 90’ı bitirdi 100’e doğru yol alıyorum. Ben aslen Hereteliyim babam Hereteli. Ancak babam bensiden evli olduğu için bende bensiden evlendim, benside dayılarıma saygım ve hürmetim var. Babam Maraş harbinde istiklal madalyasını almamış ama amcam almıştır. Babam mükâfatını Allahtan isteyip bütün heretelilerde madalya istememişlerdir. Bir üvey amcam Haci Maraş harbinde şehit olarak Maraş atoğlunda yatıyor. Bir akrabamda Mustafa Çanakkale’de yatıyor. Bende yaşım 91 ama genelkurmay kabul ederse 66’sını siler yaşımı 25’e düşürür askere giderim.
Saygılarımla.