Ayrıca Abdullah İbn-i Abbas (R.A.) rivayetle şöyle buyurmuşlardır; " Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz Ramazanda 20 rekat teravih, arkasından da vitir namazı kılardı" Buhari. Ancak Hz. Ömer (R.A.) hilafeti zamanında ashabı kiramın icmai ile kılınmaya başlanmıştır. Erkek ve kadınlara yani Müslüman kadın ve erkeklere kılınması sünneti müekkededir. Evet, Ramazan ayının gecelerinde yatsı namazının son sünnetinden sonra 20 rekat olarak teravih namazı kılınır ve arkasından da yatsı namazının vitir namazı kılınmış olur. Esasında teravih namazını 2'şer rekatla 10 selamda kılınması daha sevaplıdır. Ancak 4 rekatla da kılınır. Ayrıca 4 rekattan fazla rekatta kılınması ise mekruhtur. Teravih namazını evde cemaatle kılmakta faziletli ise de camide cemaatle kılmak daha çok sevaplıdır ve daha üstün fazileti vardır.
Teravih Namazı orucun değil, Ramazan ayının sünnetidir. İşte bunun içindir ki oruç tutamayan, hasta ve yolcu gibi özür sahipleri de bu namazı kılmaları sünnettir. Ancak vakti geçmiş olan teravih namazının kazası yapılmaz. Evet, yatsı namazının farzı kılındıktan sonra camiye gelen bir kimse evvela yatsının farzını kılar, sonra teravih namazını kılmak için imama uyar. Daha sonra ise kılmadığı rekatları kendi başına kılmış olur. Ancak Teravih namazının vakti geçerse teravihin kazası gerekmez. Fakat vitrin kazası gerekir. Bu aya Ramazan denmesindeki gaye de bunun günahları yakmasıdır. Evet, bu ayda açlık ve susuzluk hararetinden biraz sıkıntı çekilir. Ama orucun hararetinden de günahlar yanmış olur.
Hatta Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz bir Ramazan ayında ashabı ile otururken; "Burnu sürtülsün" buyurmuşlardır. Kimin burnu sürtülsün ya resulallah diye sorulduğunda; "Ramazan ayına giripte ondan günahları bağışlanmış olarak çıkamayanın burnu sürtünsün" demiştir. Yine Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz başka bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır; "Ramazan-ı Şerif'in girmesi ile rahmet nüzulü için Cennet kapıları açıldığı ve yasaklardan sakınma sebebi ile Cehennem kapıları kapandığı gibi, şeytanlarda zincir ile bağlanır ve hapsolurlar." Buhari. Evet, Ramazan ayında tutulan oruçta çok çok kıymetlidir. Yine bir hadisi şeriflerinde Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurmuştur; "Kim ki faziletine inanarak ve mükafatını Cenab-ı Hak'tan umarak Ramazanda oruç tutarsa geçmiş günahları bağışlanır" buyrulmuştur. Tirmizi. Diğer hadisinde ise; "Ramazan ayının orucu 10 ay oruç tutmaya, ondan sonraki 6 gün orucu da 2 ay oruç tutmaya bedeldir. İşte bu senelik oruç gibidir." buyurdular. Ahmet Bin Hanbel. Burada Ramazandan sonra tutulan oruçta Şevval ayında tutulan 6 gündür.
Ayrıca bir hadisi şerifinde de şöyle buyurmuştur; "Ramazan-ı Şerifte çok kimseyi yedirip içiriniz. Zira bu nafakayı çoğaltıp yedirip içirmek için savaş alanında aç kalan gazileri doyurmak kadar ecirli ve sevabı çok bol bir iştir." Her şeyden evvel de Ramazan-ı Şerif'in ihya edebilmeyi Allah Zülcelal Hazretlerinden şöyle dilemelidir; "ALLAH'IM. BU KIYMETLİ AYDA RIZANA UYGUN HAREKETLER YAPABİLMEYİ BİZLER NASİP VE MÜYESSER EYLE" diye Allah'a çok yalvaralım.
Kuran-ı Kerim'in Bakara suresi ayet 185'te şöyle buyurmaktadır; "O Ramazan ayı ki, Kuran-ı Kerim onda indirilmiştir. O Kuran insanlara başlı başına hidayet rehberidir. Doğru yolun ve hak ile batılı ayırt eden hükümlerin nice açık delilleridir. Onun için sizden her kim bu aya erişirse, onda oruç tutsun. Kimi de hasta yahut seferde ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diliyor. Zorluk dilemiyor. Sayıyı ikmal eyleyesiniz de size hidayet buyurduğu için Allah'ı yüce tanıyasınız. Umulur ki şükredesiniz."
Evet, saygıdeğer okurlarım. Rahmet ve mağfiretlerle dolu bütün Müslümanlar için, neşe ve sürur kaynağı olan Ramazan-ı Şerif ayının en büyük ve başta gelen özelliği Kuran-ı Kerim'in bu ayda indirilmiş olmasıdır. Evet, Alak Suresinin ilk 5 ayetidir. Kuran-ı Kerim bütün insanlığa bir hidayet kaynağıdır. Hak ile batılı ayırt eden hükümleri ve bunun delillerini toplayan bir kitaptır. Saygılarımla.