Oruç: İmsak vaktinden iftar vaktine kadar (yemek, içmek ve aynı zamanda cinsi münasebetten uzak durmak) demektir.

İmsak lügati manada kendini tutmak, engellemek, el çekmek ve geri durmak manalarına geliyorsa da, dini bir kavram olarak da orucu bozan her şeyden el çekmek demektir.

Akıllı olup bluğ çağına eren her Müslüman’a Ramazan orucu farzdır. Ancak orucunu tutamayacak kadar hasta olanlar ve yolcu olanlar müstesna. Onlar tutamayabilir. Fakat iyileşince ve yolculuk hitamı bulunca ne kadar tutamamışlarsa onun kadar tutarlar.

Ancak hastanın iyileşme ümidi yoksa tutamadığı orucun her günü için bir fidye, yani her gün bir fakiri doyurur. Haiz gören hanımlar ise oruçlarını tutamadığı gün adedince kaza eder ve bilahare tutarlar.

Ramazan orucunu kasten, yani hastalığı ve yolculuğu olmadan kasti olarak hiçbir mazereti olmadan yiyenler ise kaza ederek kefaret öder. Yani kefaret olarak üst üste 2 ay oruç tutar. Eğer buna güç yetiremezse 60 fakiri doyurmakla yükümlüdür.

Çünkü oruç İslam’ın 5 şartından biridir. Bilindiği veçhile İslam’ın şartı 5’tir. (1- Savum: Ramazan orucunu tutmak, 2-Salat: 5 vakit namaz kılmak, 3- Hac: İmkanı olanın Kabe’yi ziyaret etmesi, 4-Zekat: Lügati manada artma, çoğalma, bereket, temizlik, iyi hal ve övgü manalarına gelen zekat, İslami görüş olarak da belirli bir malın bir kısmının Allah’ın rızasını kazanmak için muayyen kimselere verilmesi demektir.)

Evet Zekat Müslümanlığın 5 temel esasından da biri olup Peygamber (S.A.V.) Efendimizin Medine’ye hicretinin 2. Yılında farz olmuştur.

Allah-u Teala Kuran’ı Kerim’in birçok yerinde olduğu gibi Bakara Suresi Ayet 43’te şöyle buyrulmaktadır; “Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve rüku edenlerle birlikte rüku edin.” Buradaki ayeti kerimede belirlenen rüku edenlerle birlikte rüku edin sözü, cemaatle namaz kılmaya devam edindir.

Cemaatle namaz kılmanın faziletinin 27 derece fazla olduğunu Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de açıklıyor ya. Öyle ise cemaatle namaz kılınmasını Allah-u Zülcelal Hazretleri ve Peygamber (S.A.V.) Efendimiz önemini belirtirken, biz Müslümanların biraz düşünmesi gerekmez mi? Gerek ayeti kerimede ve gerekse hadisi şerifte namazın cemaatle kılınmasını açıkça belirleyip, camilerimize koşmamız gerekirken, ehmallık etmemizin ehemmiyete almayışımızın sebebi nedir?

Ey gafiller! Bu dünyanın baki olmayıp, baki olan ve ebedi yurdumuz ahrette bunun cezasını çekeceğimizin farkında mıyız? Öyle ise cemaate devam edelim.

Evet, İslam’ın 5. şartı esasında Kelime-i Şahadet getirmektir. Yani Eşhedüenle ilahe illallah ve eşhedüenne muhammeden abdühu veresulühü demektir.

Saygıdeğer okurlarım. İslam bilginleri çok önemli olarak yapacağınız farzları 32 farz olarak şöyle sıralamışlardır. Bu farzları her Müslüman’ın bilmesi gerekir.

12 Namazın Farzı

1-      Hadesten Taharet (Gusletmek veya abdest almak)

2-      Necasetten Taharet (Bedeni elbiseleri ve namaz kılacağımız yeri temiz tutmak)

3-      Setrül Avret (Namazda ermeklerin en az göbekle diz kapakları arasını, hanımların ise el, yüz ve ayakları hariç bütün bedenlerini örtmeleridir)

4-      İstikbal-i Kıble (Namazı Mekke’de olan Kabe’ye kılmak)

5-      5 Vakit (Her namazı kendi vaktinde kılmak)

6-      Niyet ( Hangi namazı kılacağına niyat)

7-      İftitah Tekbiri (Namaza Allah-u Ekber diyerek başlanması

8-      Kıyam (Gücü yetenin namazı ayakta kılması)

9-      Kıraat ( Namazda Kuran okumak)

10-   Rüku (Namazda eğilmek)

11-   Sücut (Namazda secdeye kapanmak)

12-   Kade-i Ahire (Namazın sonunda selamdan önce oturuş)

İslam’ın 5 şartını yukarıda izah etmiştim.

İmanın esası 6 (Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahret gününe ve Kaza ve kadere iman etmektir.)

Abdestin farzı 4’tür (Elleri ve yüzleri yıkamak, Kolları dirseklere kadar yıkamak, başı mest etmek ve ayakları topuklara kadar yıkamak)

Guslün Farzı 3’tür (Mazmaza istim şak, sair bedenleri yıkayıp pak etmektir. Yani Ağızı, burnu ve bütün bedeni yıkamaktır.)

Teyemmümün farzı 2’dir (İki darb 1 niyet. Yeni niyet edip elleri iki defa temiz toprağa vurarak, birincisinde yüzü, ikincisinde de kolları mest etmektir.)

Saygılarımla.