Evet, saygıdeğer okurlarım. Henüz İslamiyet, yani Hz. Peygamberimiz (S.A.V) Efendimize peygamberlik verilmeden önce o zamanın ünlü şair ve hatiplerinden Kus Bin Saide çok etkileyici konuşmasıyla o zaman dikkatleri üzerine çekmiştir. Evet, cahiliyet döneminde yaşayan peygamberliğin nazil oluşundan da bir kaç yıl öncesinde halka hitabında peygamberin zuhurunu çok yakın olduğunu haber vermiş ve bizzat gelecek olan peygambere iman etmeyi tavsiye etmiştir. Yine konuşmasında Allah'ın varlığına ve birliğine inanan insanların putlara tapmamalarını ve putlardan uzak durmalarını dilemiştir. Ölümden sonra dirilmeye ve inanmaya davet eden çok ileri görüşlü bir insan olarak tanınmıştır. Son peygamberin geleceğini müjdelediği, hatta hutbesinde aralarında Ebubekir Sıddık Hazretlerinin de bulunduğu çok sayıda insan dinlemiştir.
Evet, cahiliyet döneminde putlara hiç tapmayan Kus Bin Saide, Hanifiler arasında ismi zikredilmektedir. Ayrıca bu doğrultuda da insanlara nasihatte bulunduğu bilinmektedir. Evet, Peygamberlik gelmeden önce bir peygamberin geleceğini bazı hadiselerden edindiği izlenim ve keşif yoluyla öğrenmiştir. Bu bilgiye Peygamber (S.A.V) Efendimize nübüvvetin nazıl olmasından çok kısa bir süre önce ulaştı. Bir çok konuşmalarında kalabalık olan halk topluluğuna seslenerek, yakın zamanda peygamberin geleceğini müjdeledi. Bu konuşmaları da bizzat Peygamberimiz (S.A.V) Efendimiz de o topluluğun içinde bulunuyordu. Ancak şair bunun farkında değildi. Fakat kısa bir süre sonra da peygamberlik nazil oldu ve vahiy gelmeye başladı ama ne yazık ki müjdeci olan Kus bin Saide ölmüştü.
Evet, bir kere de Kızıl bir deve üzerinde halka hitap eden Kus Bin Saide şöyle demiştir; "Ey insanlar. Geliniz, dinleyiniz, belleyiniz, ibret alınız, yaşayan ölür, ölen fena olur, olacak olur, yağmur yağar, otlar biter, çocuklar doğar, ana babalarının yerini tutar, sonra hepsi mahvolup gider, hadiselerin ardı arkası kesilmez, hemen birbirini takip edip kovalar, kulak veriniz, dikkat ediniz, gökte haber, yerde ibret alacak şeyler var. Yeryüzü bir ferşi eyvan, gökyüzü bir yüksek tavan, yıldızlar yürür, denizler durur, yemin ederim Allah'ın indinde bir din vardır ki, şimdi bulunduğunuz dinden daha sevgilidir ve Allah'ın gelecek olan bir Peygamberi gelmesi pek yakın oldu. Gölgesi başımız üstüne geldi, ne mutlu o kimseye ki, ona iman edip de o dahi ona hidayet eyleye. Vay ona isyan ve muhalefet eden vedbahlar, yazıklar olsun ömürleri gaflet ile geçen ümmetlere. Ey İyad halkı. Hani dedeler, nerede babalar, hani hastalar ve ziyaretçileri? Nerede o bina kurup yüksekten yaldızlayıp süsleyen ad ve semut kavimleri? Hani mal, hani evlat? Nerede o haddi aşıp azan, mal toplayıp biriktiren. Hani dünya varlığına marur olup da kavmine ben sizin tanrınızım diyen firavun ile nemrut? Onlar sizden daha zengin ve kuvvetli değil miydiler? Bu kara toprak onları değirmeninde öğütüp toz etti, dağıttı, kemikleri bile çürüyüp dağıldı, evleri yıkılıp ıssız kaldı, yerlerini yurtlarını şimdi köpekler şenlendiriyor. Sakın onlar gibi gaflet yoluna gitmeyin. Her şey fanidir, baki olan ancak Allah'tır ki, mabut ancak odur. Onun eşi benzeri yoktur. Doğmamış ve doğrulmamıştır. Evvel gelip geçenlerde bize ibret alacak şey çoktur. Ölüm ırmağının girecek yerleri var ama çıkacak yeri yoktur. Büyük küçük hep göçüp gidiyor. Giden geri gelmiyor. Kattiyetle anladım ki herkesin başına gelen benim de başıma gelecek, yani ben de öleceğim."
Evet Kus Bin Saide'nin vefatından sonra kendi kabilesinin ileri gelenlerinden oluşan bir heyet, Carud Bin Abdullah başkanlığında Medine'ye giderek Müslüman oldular. Peygamberimiz (S.A.V) Efendimiz kendilerine Kus Bin Saide'yi bilen olup olmadığını sordu. Carud; "Ya Resulallah. Hepimiz de biliriz. Ben daima onun izinden gidenlerdenim" karşılığını verdi. İşte bunun üzerine meşhur hutbesinden bir kısmını okuyarak kendilerine hatırlattı. Hz. Ebubekir Sıddık'ta bu hutbeleri dinleyenler arasında kendisinin de bulunduğunu ve bütün sözlerin hatırında olduğunu belirtti. O anda misafir heyetten birisi kalkıp şiirini okuyunca, Peygamberimiz (S.A.V) Efendimiz de; "Ümit ederim ki, Cenab-ı Hakk kıyamet gününde Kus Bin Saide'yi bir ümmet olarak haşreder" diye cevapladı.
Evet, saygıdeğer okurlarım. Cahiliye döneminde ölümünden sonra dirilmeye inanan ilk kişi olduğu da nakledilen Kus Bin Saide Allah'ın varlığına inandığı gibi, Arapları putlardan uzak tutmak için de büyük gayret göstermiştir. Hem insanları Allah'a ibadet etmeye davet etmiştir. Kısa ve öz konuşmasıyla etkileyici ifadeler kullanmasıyla dikkati çekmiştir. Kendisinden sonra gelenleri çok duygulandırmıştır. Ayrıca şairliğinin yanında tabib, kain ve davalara bakan hakim özelliklerine de sahip olduğu bilinmektedir. Evet, Kus Bin Saide'nin sözlerinden okuyucularımın da etkilenip biraz düşünmelerini niyaz eder, saygılarımı sunarım.