Tesettür: Sözlükte örtünme, bir şeyin içinde veya arkasında gizlenme anlamına gelen tesettür, kişinin bir zaruret olmadan açılması veya bakılması helal olmayan uzuvlarının örtülmesi demektir.
Kuran’ı Kerim’in Nur Suresi Ayet 31’de; “Mümin kadınlara söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar. İffet ve namuslarını da korusunlar, ziynetlerini açmasınlar. Ancak bunlardan görünen kısmı yüzler, eller ve ayaklar müstesnadır. Başörtülerinde, saç görünen kulak, gerdan, boyun ve göğüslerini kapatacak şekilde örtünüp yakaların üzerine salıversinler.”
Yine Kuran’ı Kerim’in Ahzab Suresi Ayet 59’da şöyle buyrulmaktadır; “Ey Peygamber. Zevcelerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına ve kızlarına söyle evlerinden çıktıkları zaman baştan aşağı örten örtülerini üzerlerine örtsünler. Bu onların hür ve iffetli hanımlar olarak tanınmaları ve eziyete uğramamaları için daha uygundur. Allah ise çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.” Bu 59. Ayet hicab (utanma, sıkılma) bütün mümin kadınların kıyafetlerinin esasını ortaya koymuştur.
Yine Kuran’ı Kerim’in Bakara Suresi 256. Ayetinde; “Dinde zorlama yoktur. Yani dine girmek için kimse zorlanamaz. İman ile küfür (inançsızlık) kesin olarak birbirinden ayrılmıştır. Artık kim şeytana veya putları inkar eder de Allah’a inanırsa, muhakkak sağlam kulpa tutunmuş demektir, onun kopacağı yoktur. Allah işitici ve bilicidir.” Ancak şunu açık ifadeyle belirtmek isterim ki zorlamanın olmayışı, gayri Müslim (Müslüman olmayan) hakkındadır. Yani Hıristiyan, Yahudi ve Allah’ın emrine riayet etmeyenler hakkındadır. İslam’ı kabul etmeyenlerdir. Fakat bir Müslüman aile reisi, efradı ailesine dinin gerektirdiği hususları devamlı olarak telkin yolu ile yaptırmaya çalışıp çaba göstermelidir. Çünkü bundan Allah nezdinde sorumlu ve mesuldür.
İslam’ın en güçlü olduğu devirlerde dahi, diğer din mensupları kendi dinlerini korumuşlardır. İbadet hürriyetinden azami surette istifade etmişlerdir. Zorlama neticesi yapılan din değişikliği Allah indinde muteber değildir. Allah-u Teala gönderdiği son dinin insanlar tarafından gönül rızası ve kalben iman ve tasdik ile kabul edilmesini diler. Zorlamaya ne gerek var ki.
Doğruluk sapıklıktan, iyilik kötüden, hak ve hakikat batıldan en kesin çizgilerle ayrılmıştır. Dileyen hakka teslim olur, dileyen tagutlara teslim olur.
Tagut: Haddi aşan kimsedir. Yani Allah-u Teala’ya karşı isyan etmekle beraber, daha geniş bir ifadeyle Allah yolundan alıkoyanların hepsi. Bunlardan bir tanesi insanı bir sürü günaha sevk eden şeytandır. Diğeri ise insanı ihtiras ve arzularının esiri kılan kendi nefsidir.
Ayetlerde de açıkça ifade edildiği gibi başörtüsü Allah’ın bir emridir. Bu emri zorlayanlar akıbetlerinin hüsran olduğunu bilmelidir. Bu Dünya geçicidir. İlelebet Ahret yurdu ise bakidir.
Tagut Allah-u Teala’ya karşı isyan etmekle beraber, Allah’ın kullarını kendisine kul edinmek gayretinde olanlardır. Bu ise, şeytan, papaz, kral veyahut siyasi bir lider olabilir. O itibarla hakiki Müslüman’ın bu tagutu reddetmesi gerekir. Müslüman’a Müslüman gibi yaşamalarına mani olanlar, açıkça söylüyorum Ahretlerini yıkmış olurlar. Saygılarımla.