Kalbi selim demek: hastalıksız, arızasız, sağlam bir kalp demektir. Daha geniş manada ise, İslam’dan başka, her şeye kapalı olan bir kalptir.
Kalbi selim sahibi bir insan olmak için, kuranda, bir Müslüman için ortaya konan vasıfları, yani emir ve nehileri, bizzat yaşamakla kaim olur. Aynı zamanda da bu tarif umumi olduğu gibi her şeye de içine alır mahiyettedir.
Hz. Ayşe validemiz hanımefendiye, bir grup insan gelir bizzat görüşmek isterler. Ayşe validemiz de görüşmeyi kabul eder? Sorarlar yüce peygamberimiz a.s ahlakı nasıldı? Şöyle cevap verir. Siz hiç kuranı kerim okumuyor musunuz? Onlarda okuyoruz derler.
Ayşe validemiz (ONUN AHLAKİ KURANDIR) diye cevap verir.
Evet, öyledir ki kuranı kerim evvela Hz. Peygamberimiz s.a.v hayatını kurana göre düzenlesin tanzim etsin diye, indirilmiş bir kitaptır. Bilara da imam nasıl yapıyorsa, arkadaki cemaat de öyle yapacak. Ve bütün ümmeti Muhammed’e fikirlerini gaye ve tasavvurlarını yaşayış tarzını ona göre tanzim edecektir.
Bir hadisi şerif de şöyle buyurmuştur. (Müslüman Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir). Öyledir ya Müslüman eliyle ve diliyle kimseye zarar vermeyecek kimsedir.
Kuranı kerimin SAFFAD süresi ayet seksen dört de Allah Zülcelâl Hz. (çünkü o rabbine tertemiz bir kalp ile gelmiştir) bu ayeti kelimeler hz. İbrahimin kıssasını beyan ederken bize de şöyle hitap etmektedir. Bir kimse kalbi selim sahibi olursa yani şeksiz şüphesiz Allahu Teâlâ’nın emir
nehilerini bizzat uyup teslim olursa Allahü Teâlâ onu bütün felaketlerden korur. Binlerce düşmanı da olsa onlara karşı galip ederek, dualarını da kabul eder ve ihsanda bulunur.
Günümüzde birçok kimseler var ki benim kalbim temiz hem ben insanları da çok seviyorum hep onların rahatı huzuru için onların hayrına çalışıyorum diyor. Ama Allah nezdinde faydasızdır. Çünkü Allahın bizzat emir ve nehilerine uymadıkça faydasızdır. Kendisine hiçbir fayda etmeyecektir.
Kalp selimliği çok güzeldir, insanlara iyilikte bulunabilir doğru dürüst hareket edebilir fakat önce kalbin, şirtden delaletten kurtulması lazımdır.
Lakin İslamiyet ile mamur ve aynı zamanda da kuran ahlakı ile donanmış olması gerekmektedir.
Resulullah efendimiz (S.A.V) derki (ben benimkileri tanırım) nasıl tanırsın diye sorulduğunda (sizin anlı beyaz, ayakları sekili atı, yüzlerce hatta binlercesi arasından tanıdığınız gibi bende benimkileri abdest azalarından tanırım demiştir)
Kuranı kerimin FETH süresinin yirmi dokuzuncu ayetinde de açıkça ifade edildiği gibi (secde edenler yani namazında huşu içinde kılanların anlılarında ki nurda kıyamet günü tanınacaklardır.)
Saygılarımla.