Hamd alemlerin rabbine mahsustur. Ona hamd eder, ondan yardım talep ederiz. Ölümden sonra kendimiz için ondan lütuf ve ihsan isteriz. Çünkü benim ve sizin eceliniz yaklaştı. Şahadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. O biriciktir, ortağı yoktur ve şahadet ederim ki Muhammed onun kulu ve Resulü’dür. Onu hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak pırıl pırıl parlayan bir lamba olarak gönderdi. Ta ki o diri olanları korkutsun ve azap da kafirlere dokunsun. Kim Allah ile Resulü’ne itaat etmişse o doğruyu bulmuştur. Kim onlara isyan etmişse apaçık sapıklık içerisine girmiştir.

Allah’ın takvasını size vasiyet ediyorum. Allah’ın sizler için şeriat kıldığı, hidayet ettiği ve hidayetine sebep kıldığı emrine yapışınız.

Tevhit kelimesinden sonra İslam hidayetinin en özlü emri Allah’ın başınıza geçirdiği kimsenin emirlerini dinleyip ona itaat etmektir. Kim marufu (Allah’ın hoş gördüğü) emreden münkerden (Allah’ın hoş görmeyip yasakladığı) men eden bir kimseye itaat ederse o kurtulmuştur. Sakin nefsin hevasına tabi olmayın. Kim nefsin hevasından, tamahkarlıktan ve öfkeden korunmuşsa o felah bulmuştur. Gurura kapılmayınız. Topraktan yaratılmış bir insanın gururu ne olabilir? Sonra o insan aynı toprağa dönecektir. Sonra kurtçuklar onun bedenini yiyecekler. Sonra da tekrar dirilecektir. Gün be gün sat be saat amelde bulununuz. Mazlumların bedduasından sakınınız. Nefislerinizi eyriler arasında sayın ve sabredin. Kesinlikle amelin sırrı sabırdır. Sakınınız. Sakınmak fayda verir. Amel ediniz. Amel kabul edilir. Allah’ın sizi sakındırdığı azabından siz de sakınınız. Allah’ın size vaat ettiği rahmetinde yarışınız. Anlayışlı olun ki anlayasınız ve kendinizi koruyun ki korunasınız. Çünkü Allah sizden öncekileri ne ile helak etmişse, onu size haber verdi ve açıkladı. Sizden öncekiler ne ile kurtulmuşsa o da açıklanmıştır.

Allah size kitabında helal ve haramı, sevdiklerini ve sevmediklerini açıkladı. Sizden öncekiler ne ile kurtulmuşsa o da açıklanmıştır. Yardım yalnız Allah’tan istenir. Bütün güç ve kuvvet Allah’ındır. Biliniz ki siz Allah için ihlaslı kaldığınız amellerinizde rabbinize itaat etmiş olursunuz. Payınızı korumuş olursunuz. Kar etmiş olursunuz.

Nafile olarak yaptıklarınızda önceden azık olarak kendiniz için gönderiniz. Gönderdiğiniz azıklar tamamen size verilecektir.

Ey Allah’ın kulları. Ölen arkadaşlarınızın halini düşünün. Onlar azık olarak gönderdikleri amellerine misafir olarak gittiler. Ebedi saadet veya hüsran yurdundan birine girmek için sıra bekliyorlar. Kesinlikle Allah’ın ortağı yoktur. Kendisi ile mahlukları arasında herhangi bir akrabalık bağı yoktur. Bu durumda hiç kimseye özel muamele yapmaz. Onun azabına ancak onun emirlerine uymak mani olabilir. Sonunda ateş olan bir hayır değildir. Sonunda Cennet olan bir şer de şer değildir. Bu sözümü söylüyorum. Hem sizin hem de kendim için Allah’tan mağfiret diliyorum. Peygamberimize salavat getirin. Allah’ın rahmet ve bereketi üzerinize olsun.

Not: Kenz (8/206 İbn Ebi Dünya ve İbn Asakir Musa B Ubbe’den)

Yazıma bir Hadisi Şerif’le son veriyorum. Allah Resulü “Münafığın huşuğundan Allah’a sığının” dedi. Sahabiler de “Ey Allah’ın Resulü. Nifakı huşuğu da nedir?” Diye sordular.

Allah Resulü şöyle cevap verdi; “Bedeninin huşuğu gösterip kalbin müafıklığıdır” buyurdu. Saygılarımla.