Bazı yerleri çeşitli mevzulardan dolayı ziyaret etmiştim. İşte bu meyanda bazı olaylara şahit oldum. Bu olaylardan bazılarına çok sevindim ve mutlu oldum ama bazılarına da çok, çok üzüldüm. İki binli yıllarda yaşıyoruz bu olayların olmaması ve iyi şeylerin olması lazım değil mi?
Sevindiğim ve mutlu olduğum olay Gülüsüm İbrahim Erdemoğlu ilk okulunun bahçesinde bir faaliyet gördüm acaba ne yapılıyor diye bakmaya gittim ve ne gördüm okulun müdürü eline tırpanı almış otları biçmeye çalışıyor ama tırpan biçmesini bilmiyor ama biçmek için çaba harcıyor ve biçebildiği kadar biçiyor. Ağaçların diplerini kazıyor ve damlama sistemi kurarak ağaçlan suluyor ne kadar güzel.
Demek ki bunları yapmak içinden geliyor. Kendisini kutladım ve bravo dedim ne dedi biliyor musunuz bunu ben yapmazsam hiçbir kimse yapmaz mademki ben bu okulda görev yapıyorum o nedenle bunların yapılması gerekmez mi dedi. Tabi ki haklı.
Diğer taraftan bakıyorum gerek okul olsun gerek resmi binalar olsun bahçeleri berbat binanın boyaları dökülmüş hatta yeni yapılan binaların bile boyaları dökülmüş sıvaları dökülmüş bunları görünce çok üzüldüm;
En çok üzüldüğüm husus ise Cuma günü kızılin köyüne gittim. Öğlen olunca Cuma namazını kılmak için camiye gittim köy büyük bir köy o nedenle camide cemaat bayağı kalabalık cami tamamen dolmuş güzel bir köy camisi minaresi var. Sergileri güzel, kliması var, vantilatörü var, cami tamamen dolmuş bekledik imam efendi gelsin. Meğerse kızılin camisinin imamı yokmuş camimiz imamsız dediler. Biraz sonra genç bir arkadaş minbere çıktı müftülükten verilmesi icap eden hutbe yerine elindeki kitaptan geçen haftadan kalan yerimizden diyerek bir şeyler anlattı ve namazı kıldırdı. Çok üzüldüm nasıl olur böyle bir köyde imam olmaz köyün ilkokulu var ortaokulu var hatta çok başarılı bir lisesi var ama cami imamı yok.
İkinci bir olay Pazar günü İznik köyüne gittim öğle ezanı merkezi sistemle okundu. O köyünde çok güzel bir camisi var misafir olduğum ev sahibine camiye gidip namaz kılalım dedim ev sahibi imamımız yok sadece Cuma günleri gelip Cuma namazı kıldırıyor, diğer günler gelmiyor dedi. Ona da çok üzüldüm nasıl olur bu devirde tamamı Müslüman olan bir devletin camileri imamsız olur? Devletimiz nerede Diyanet İşleri Başkanımız nerede müftülerimiz nerede hatta milletvekillerimiz nerede bunları görmeleri lazım değil mi? İşte üzüldüğüm olaylardan bazıları ilgililerin bunu duyup gereğini yapmalarını diler saygılar sunarım