Son günlerde terörün durdurulması için yapılan girişimler dolayısı ile politikacılar kılıktan kılığa giriyorlar. Özellikle söylemlerinde hiçte dürüst davranmıyorlar. Bir yıl ve ya bir ay hatta bir hafta önce söyledikleri sözlerin bu gün tam tersini söylüyorlar. O nedenle bu politikacıların hangi sözüne inanalım? Hâlbuki politikacının özü sözü bir olmalı değil mi?

Hele, hele iş başında olan yani devleti temsil edenlerin bu kurala daha da çok uymaları gerekir. Çünkü vatandaş vekilini seçerken politikacının yani seçeceği vekilinin özü sözü bir olduğu için ona inanarak seçiyor ve bu kuralı bildiği için oy veriyor. Ama neticede umduğunu bulamayınca da itimadı kalmıyor.

Evet, terörün durması iki tarafın da kanı akmaması gözyaşlarının durması her an ve her gün şehitlerin gelmemesi için her türlü uygulamaya razıyız. Ama bu ülkenin yani Türkiye’nin parçalanması ve bölünmesine kesinlikle razı değiliz.

İmralı tutanakları basına sızdırılınca o tutanaklardaki sözler vatandaşın kafasını karıştırıyor ve yapılan girişimlerin netice vermeyeceği düşüncesine kapılıyor. O nedenle bu İmralı görüşmeleri ve tutanakların içeriği yetkililer tarafından halka duyurulması her halde doğru olur kanısındayım.

Yine diğer taraftan bu girişimleri yapan yetkililer kendileri için bir şeyler tasarladıkları vatandaş arasında bir şüphe uyanıyor sebep ise daha önce başka, başka kurallar konuşulurken şimdi ise başka, başka kurallar konuşuluyor.

Mesela teröristler ülke dışına çıkarılsın deniliyor ve silahlarını gömsünler denilmekte hâlbuki silahlarını teslim etmeleri daha da doğru olmaz mı? Gelelim ülkeyi terk etmelerine nereye gidecekler? Tabii ki Kuzey Irak’a zaten onların yuvalandıkları bölge orası değil mi? Hem de oradan idare ediliyorlar. Sınırlarımıza gelince yolgeçen hanı gibi her zaman gidip geliyorlar.

İsteklerinin kabul edilerek uygulanmasından sonra daha da başka, başka istekleri için tekrar terör estirmeyecekleri ne malum? O nedenle gömdükleri silahları kendileri için hazır olmaz mı? Yine bunların çoğunun aileleri Türkiye’de ikamet etmekteler. Dağdan inince ailelerinin yanına gelecekler o zaman işsiz ordusu daha da artmaz mı? Bunlara devlet iş bulabilecek mi?

Esas sorun ise devletin muhatabı kim belli bir muhatap yok. Başıboş bir gurup Türkiye’de, Kuzey Irak’ta, Suriye’de, İran’da, Avrupa’da ayrı, ayrı başlar var hangisi ile anlaşılıyor sözlerinin bir garantisi yok. Çünkü herkes bir lider olmak istiyor işte bütün endişemiz budur bunları devlet büyüklerimiz daha da iyi düşünüyorlardır.

Temennimiz bu terör dursun kan akmasın analar ağlamasın gözyaşları dinsin ve vatandaş rahat bir nefes alsın ve huzura ersin. Saygılarımla