Evet, dünya hayatından başka bir hayat tanımadıklarını söyleyen inkarcılara Kuran-ı Kerim burada açıkça şu gerçeği hatırlatmaktadır. Ahret kaygı ve düşüncesini taşımadan sırf bu dünya ile meşgul olanlar için, bu dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Evet, hayata anlam ve değer katan şeyler ise Allah-u Teala'nın hoşnutluğunu ve aynı zamanda da ona yaklaşmayı umarak yapılan hayırlı işlerdir. Yalnız ve yalnız muttaki olanlardır. Yani dünyada yaptıkları her işin hesabını Allah-u Teala'nın huzurunda vereceklerini bilerek ve hem de sorumluluk bilincinde yaşayanlar için Dünya oyun ve eğlencenin ötesinde bir anlam ve değer taşır.
Evet, yine Kuran-ı Kerim'de En'am suresinin 29. ayetinde; "Onlar hayat ancak bu dünyada yaşadıklarımızdan ibarettir. Bizler bir daha diriltilecek değiliz." demişlerdi. Evet, bu ayeti kerime cahiliye Arapların genellikle ahret hayatına inanmadıklarını göstermektedir ki, aynı zamanda da inkarcılara cevap vermektedir. Bu dünya hayatının geçiciliğine dikkati çekmektir. Evet, yüceler yücesi kitabımız bu dünyadaki olanlara şu gerçeği hatırlatarak cevap vermektedir; "Ahret hayatı kaygısını taşımadan sırf dünya ile meşgul olanlar için dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Hayata anlam ve değer katan şeyler Allah-u Teala'nın hoşnutluğunu ve ona yakınlaşmayı umarak yapılan hayırlı işlerdir. Böyle bir düşünce ve niyet taşımadan yaşanılan hayat boş, manasız ve faydasız geçirilen bir süreden ibarettir. Buna karşılık muttakiler, yani dünyada yaptıkları her işin hesabını Allah-u Teala'nın huzurunda vereceklerini düşünerek yaşayan ve onun buyruklarına asi olmaktan yasaklarını çiğnemekten sakınanlar, emir ve nehilerine tam bir saygı şuuru ile uyanlar ve bu tutumları ile bu dünyada kendilerine tanınan fırsatı gereğince ve hakkı ile değerlendirenler için bunlar hakkında ahret yurdu dünyadan daha hayırlı ve güzeldir.
Evet, burada insanlığa verilen mesaj, dünya hayatının ahret yurdu yanında çok kısa geçici bir hayat olduğudur. Ayrıca yine Allah Zülcelal Hazretleri Kuran-ı Kerim'in Hadid suresi ayet 20'de şöyle buyurmaktadır; " Bilin ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir gösteriş, aranızda bir övünme, mal ve evlatta bir çokluk yarışından ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibi ki, bitirdikleri çiftçileri imrendirir. Sonra kurumaya yüz tutar, bir de bakarsın ki sararmıştır. Ardından da çör çöp haline gelmiştir. Ahrette ise ya çetin bir aza, yahut Allah'ın bağışlaması ve hoşnutluğu vardır. Dünya hayatı sadece aldatıcı bir yararlanmadan başka bir şey değildir.
Evet, saygıdeğer okurlarım. İnsanlar oyun ve eğlencenin ne olduğunu bildiklerinden yüceler yücesi Allah-u Teala insanlara dünya hayatı ile ahret yurdunu mukayese edip değerlendirerek yol göstermektedir. Oyun ve eğlencenin en önemli özelliği geçici olmalarıdır. Çoğu zaman insana bir fayda da temin etmemektedir. Geçici ve faydası yeterli olmayan bu dünya hayatını kutsallaştırıp ona tutku ile bağlanmak kişiye zarar verir. Daha faydalı ve daha kalıcı olanı araması gereken insan, onu bu dünya hayatında bulamayacak, ancak ahrette bulacaktır. Evet, unutmamalıdır ki o bulma işini ona bu dünyada ahrete yönelik yapmış olduğu güzel ameller kazandıracaktır.
Evet, insanın kendine faydalı işleri bırakıp da, faydasız işlerin peşine düşmesi ciddiyeti bırakıp boş ve ciddiyetsizliğe yönelmek demektir. Evet, dünya hayatını temel kabul edenler ve onu sonsuz zannedenler, varsa da yoksa da yaşadığımız bu dünya hayatı vardır. Bunun ötesinde başka bir hayat yoktur diyenlerin bu dünyada yaptıkları oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Evet, oyun ve eğlencelerle esasında çocuklar, bilgi derinliği olmayanlar meşgul olurlar. Akıllı insanlar ise bu gibi işlere verecek zamanları yoktur. Onun içindir ki 32. ayetin sonunda Allah-u Teala; "Hala akıllanmayacak mısınız?" diye buyurmaktadır.
Allah Zülcelal Hazretlerinin bir kulunu sevmemesi onun faidesiz şeylerle uğraşmasından anlaşılır. Her neki güzeldir, Allah sevgisinden başka hepsi cana zehirdir, şeker gibi de olsa. Saygılarımla.