Beyazıt-ı Bestami Hazretleri, Ariflerin sultanı olarak bilinen büyük bir velidir. Beyazıt-ı Bestami Hazretleri daha henüz anasının karnında iken kerametleri görülmeye başlar. Şöyle ki, annesi ona hamile iken şüpheli bir şey ağzına almış olsa dahi, onu ağzından atıncaya kadar karnında tepinirdi.

Annesi onu henüz 4.5 yaşında iken mektebe gönderdi. Beyazıt-ı Bestami Hazretleri derslerine çok dikkatli ve aynı zamanda da Kuran-ı Kerim okumaya başladı.

Kuran’da Lokman Suresi’nin 14. Ayetini okumaya başlayınca, bu ayetin Beyazıt-ı Bestami üzerinde çok etkisi oldu. O yaşta doğruca annesine koştu. Anne Kuran-ı Kerim’in Lokman Suresi’nin 14. Ayeti bizlere şöyle diyor: Biz insana, anasına ve babasına itaati tavsiye ettik.

Annesi onu meşakkat üstüne meşakkatle taşıdı. Sütten kesilmesi de 2 yıl sürdü. (Bana (Yani Allah’a) anana ve babana şükür et diye tavsiye ettik. Dönüş ancak banadır.)

Annesinin merak ederek niçin eve erken döndün diye sorduğunda şöyle cevap verdi: Anne bir ayeti kerimeyi gördüm. Allah’u Teala bu ayeti kerimede kendisine ve sana hizmet ve itaat etmemi emrediyor. Ya benim için Allah’u Teala’ya dua et. Sana hizmet ve itaat etmem kolay olsun veya beni serbest bırak hep Allah’u Teala’ya ibadetle meşgul olayım. Tabi bunun üzerine annesi de: Sevgili yavrum. Seni Allah’u Teala’ya emanet ettim. Kendini ona ver dedi.

Tabi annesinin müsadesini aldıktan sonra kendisini tamamen Allah’u Teala’nın emir ve nehilerini aksatmadan yürüttü ve hiçbir gevşeklik göstermedi. Fakat annesinin hizmetini de hiç ihmal etmedi. Annesinin çok küçük bir arzunu da hiç onu kırmadan yerine getirdi. Çünkü Allah Zülcelal Hazretlerinin de emri böyleydi.

Beyazıt-ı Bestami Hazretleri o zamanın alimlerinden feyiz alarak meşur olmuştur. İlahi aşkta o kadar ileri ve ibadette o kadar yüksekte idi ki, Allah korkusundan namaz kılarken göğüs kemikleri gıcırdar ve yanındakiler duyardı.

Bir gün yakınları kendisine, efendi filan yerde çok büyük bir zaat var. Fazilet ve keramet sahibi bir velidir diyerek çokta methi sena ettiler. Beyazıt-ı Bestami Hazretleri madem ki met ediyorsunuz o zatı gidip ziyaret edelim dedi.

Beyazıt-ı Bestami Hazretleri talebelerini de yanına alarak o adamın bulunduğu yere gelip o adamı mescide giderken gördüler. Tam bu esnada o adamın kıbleye karşı tükürdüğünü görünce, görüşmekten vazgeçip geri döndü. O kimse hakkında şöyle dedi: Dinin hükümlerini yerine getirmekte sünnet-i seniyyeye uymakta ve edebe riayette zayıf birisine nasıl olurda keramet sahibi denir. Böyle bir kimsenin Allah’u Teala’nın evliyasından olması mümkün değildir buyurdu.

Ölümünden sonra Beyazıt-ı Bestami Hazretleri’ni rüyada gördüler ve halin nice oldu? Diye sordular. Beyazıt-ı Bestami ise bana ey pir ne getirdin? Dediler. Ben de dedim ki; Dilenci padişahın kapısına gelince ona ne getirdin demezler. Ne istersin derler dedim. Bunun üzerine doğru söylüyor. Onu bırakın diye bir hitap geldi.

Beyazıt-ı Bestami Hazretleri’nin kalplere şifa veren sözlerinden bazıları şunlardır.

İnsana zararı en şiddetli olan şeyin ne olduğunu bilmek istedim. Bunun gaflet olduğunu anladım. Gafletin insana yaptığı zararı Cehennem ateşi yapmaz. Yarabbim bizleri gaflet uykusundan uyandır. Lütuf ve keremin ile bu duayı kabul eyle.

Bir kimsenin Allah’u Teala’ya olan muhabbetinin hakiki olup olmadığının alameti kendisinden deniz misali cömertlik, güneş misali şevkat ve toprak misali tevazu gibi 3 hasletin bulunmasıdır.

Bizim sözlerimiz hitap ve sünnettendir. Bu iki kaynaktan gücünü ve manasını almayan bir sözde değer yoktur. Günahlara bir defa taatlere ise bin defa tövbe etmek lazımdır. Yani yaptığı ibadet ve taatlere bakıp kendini beğenmek, o ibadeti hiç yapmamak günahından bin kat daha fenadır.

Beyazıt-ı Bestami Hazretleri silsilei aliyede emaneti Cafer-i Sadık (R.A.) dan almıştır. Allah’u Teala sırrını yüceltsin.

Kaynak: Seyda Muhammet Konyevi (KS) Sahabeden günümüze Allah dostları

Gaflet dini hayatta müminin Allah ve peygamberin emir ve yasakları yerine nefsinin ve şeytanın arzusuna uymasını, işlediği günahları ve ahrette vereceği hesabı düşünmemesini Allah’ı zikretmeyi ve günahlara tövbe etmeyi terk etmesini ibadetlerde kulları riayet etmemesini, kalbin kasvet içinde oluşumu ve zamanını boşa geçirmesini ifade eder.

Allah Zülcelal Hazretleri cümlemizi bu gaflet uykusundan ayıktırarak kendi şeraitine uygun olarak cümlemize yaşamayı nasip ve müyesser eylesin.

Beyazıt-ı Bestami Hazretleri kesin olmamakla beraber Hicri 161 Miladi 771 yılında doğup 73 yaşında ahrete intikal etmiştir. Beyazıt-ı Bestami Hazretlerinin ilk adı Ebu Yezit Tayfur Bin İsa olup İran’ın horosan eyaleti bistam kasabasından olduğu için Bistami olarak anılmaktadır.

Saygılarımla.