Benim hatırladığıma göre Avrupa Birliğine 1959 yılından bu yana 55 senedir talibiz. Fakat hiç birisinde de başarılı olamadık.
Benim bildiğim bir kimseye ben seni çok seviyorum diyebilirsin ve çok sevdiğini beyan etmiş olursun. Ama illa sende beni seveceksin diye yalvarmak bana göre olmaz. Çünkü sevgi insanı yüksek özverilere götüren ilgi duygusu. Mesela yurt sevgisi, evlat sevgisi, aile sevgisi gibi.
Avrupa Birliği temsilcileri bizden çok taviz koparmak istiyorlar. Güney Kıbrıs Rum Birliği alındığında onlara Avrupa Birliği şöyle bir soru sormuştur. İkinci dünya savaşı hangi tarihte başladı ve hangi tarihte bitti? Diye sorulmuş. Tabi Güney Kıbrıs Rum Temsilcisi 1939’da başladı, 1945’te bitti demiş. Avrupa Birliği Temsilcileri çok güzel başarı ile kazandın seni Avrupa birliğine aldık diye alkışlamışlar.
Sıra bizim Türk Temsilcisine gelince, imtihan odasına almışlar, huzurda duran Türk Temsilcisine soru olarak ikinci dünya savaşında savaşa giren devletlerden ne kadar ölü ve ne kadar yaralı oldu? Bunların ana ve baba adlarını ve doğum tarihleri ile beraber söyle demişler. Tabi bizim türk temsilcimiz cevap verememiş.
Esasında Avrupa birliği bizi oyalıyor. Onların tek istekleri ermeni soykırımı ile ilgili bütün Avrupa devleti (Türkiye, Ermeni Soykırımı yaptığını kabul ve ilan etsin) diyerek bizi suçlamak istiyorlar. Yine hatırladığıma göre hükümet geçmiş bütün belgeleri ortaya koyalım dendiğinde ona da yanaşmıyorlar.
Benim tetkikimde tarih boyunca Türk Ermeni münasebetlerinde başımızı önümüze eğdirecek katiyen herhangi bir davranışımızın olmadığına iman ve inancım tamdır.
Benim yaşlılardan dinlediğim gerek meşrutiyet döneminde gerekse birinci dünya savaşında o en kanlı günlerinde ermeni vatandaşlarımız başta İngiliz, Fransız ve rusya2nın oyunlarına tahrik ve teşviklerine gelerek devletimize karşı baş kaldırmışlar, ordumuzu ve milletimizi o en zor günlerinde alçakça arkadan vurmasalardı durum böyle olmazdı. Çünkü asırlarca beraber yaşamış bir toplumuz. Bu vesile ile babamdan dinlediğim bir olayı da söylemek isterim. Şöyle ki, babamın Maraş’ta misafir olduğu hırlakyan ismindeki bir ermeni babama Bekir ağa bizimkiler çok yanlış ediyorlar diye dert yanmıştır. Yazıma Ermenilerin birçok olayı olduğu gibi bir tanesini yani Ermenilerin Kars’ın Kalo köyünde 660 türkün hunharca katledilmelerini açıkça ifade eden (aşık kahramanın) şiirlerini okuyup iyice bir düşünmenizi ve her şiirin mana ve ehemmiyeti üzerinde durmanızı dilerim.
Ey ağalar nasıl diyem derdinizi,
Vardı zulmün sonu arşa dayandı,
Ermeni İslam’ı kırdı geçirdi,
Mazlumlar amanı arşa dayandı.
Kalo’nun köyünü bastı, cenk açtı,
Mitralyöz tüfekle hep ateş saçtı,
Ana evlat atıp dağlara kaçtı,
Sabiler şivanı arşa dayandı.
Ben cenaze gördüm kan olmuş yüzü,
Hortlamış kenara sıçramış gözü,
660 canın sönmemiş közü,
Yanan can dumanı arşa dayandı.
Bir yiğit vurulmuş parmaklar kamış,
Kaçarken kafire yolu uğramış,
Kafir tutmuş tike tike doğramış,
Hançer, kılıç arşa dayandı.
Bir yiğidi vurup yola koymuşlar,
Can teslim etmeden deri soymuşlar,
Cep cep edip yanlarını oymuşlar,
El cepte figanı arşa dayandı.
Bir gelini gördüm ayağa kalkmış,
Sandım ki canı var yüzüme bakmış,
Kafir mısmar ile direğe çakmış,
Mısmar çivi önü arşa dayandı.
Bir hamile kadın davranmış kaça,
Ermeni eylemiş hep parça parça,
Kılıç ile vurmuş bölünmüş kalça,
Akan kızıl kanı arşa dayandı.
660 can battı kırıldı,
Çoğu yandı geri kalan vuruldu,
Köy defteri artık dürüldü,
Halimin yamanı arşa dayandı.
Tanrı Ermeni’ye vermiş fırsatı,
Kesti kökümüzü kırdı milleti,
Artık kıyamete kaldı müddeti,
İntikam günü arşa dayandı.
Kahraman kan ağlar bu başım duman,
Çattı bu zamana ol ahir zaman,
İslam’a yar olsun ahrette iman,
Kafirler isyanı arşa dayandı.
Ziya Paşa’nın bir deyimini de okurlarımıza arz edeyim; “Hak söyleyen evvel dahi menfur idi gerçi, hainlere amma ki riayet yeni çıktı.”
Türkçe açıklaması: Her ne kadar doğruyu söyleyenler de önceleri nefretle haşlanmışsa da ancak hainlere uyma yeni çıktı.
Bitlis Mefusu Kamuran İnan da şöyle derdi; “Türkiye gafili ve haini pek çok olan bir ülke”
Saygılarımla.