İnfak: Türkçemizde malı ve parayı elden çıkarmak anlamına gelir ama İnfak dini bir terim olarak da Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla bir insanın kendi servetinden harcamada bulunması, yani ihtiyaç sahiplerine ayni ve nakdi yardım etmesi demektir. Burada hem farz olan zekatı ve hem de gönüllü olarak gösterişten uzak sırf Allah’ın rızasını kazanmak için yapılan yardımdır.

Şu bir gerçektir ki infakta bulunan bir kimse infakta bulunduğu kişinin onurunu zedeleyecek davranışlardan kaçınmalıdır. Hem de kalitelisinden verilmelidir. Gerçek ihtiyaç sahiplerini arayıp bulmalıdır.

Allah Zülcelal Hazretleri Kuran-ı Kerim’in Bakara Suresi ayet 274’te şöyle buyurmaktadır; “Mallarını gece ve gündüz gizli ve aşikar infak edenler yok mu? Bu harcamaları sebebiyle onların rableri katında ecir ve mükafatları vardır ve onlara bir korku olmadığı gibi, hiçbir zaman mahzun da olmazlar.” Burada bir şahsa Allah-u Teala’nın verdiği mal ve serveti Allah’ın razı olacağı şekilde infak edenlere ne mutlu. İşte onlar gece gündüz demeden zaman ve mekana bağlı olmaksızın infakın zevkine vararak harcamaya devam ederler.

Şu da bir gerçektir ki kerem, af, mürüvvet, dost ve arkadaşlara yardımcı olmak çok güzel iyilik ve ihsanda bulunmak gibi güzel hasletler cömert insanın bariz vasıflarıdır. Ancak buradaki mühim olan davranışın kendisi değil o kişiyi cömertliğe sevk eden niyet ve sebeplerdir. İşte bu itibarla gurur ve gösteriş için yapılan cömertçe hareketler niyet samimi olmadıkça hiçbir kıymet ifade etmez. Burada hakiki cömertlik Allah-u Teala yolunda ve takva saikiyle yapılandır. Cömertlik aynı zamanda Allah-u Teala’nın sıfatlarındandır. Zira o yüce Allah’ın bir ismi de kullarına kerem ve ihsanı bol, sonsuz cömert anlamına gelendir. (el Kerim). Şurası da bir gerçektir ki o yüce rabbimizin ayrıca Er Rahman, Er Rahim, El Vehhab, El Latif, Et Tevvab, El Gaffar, El Afüvv, Er Rauf, El Hadi gibi çok güzel ilahi sıfatları da Allah-u Teala’nın cömertliğini değişik açıdan ifade etmektedir.

Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz de bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyurmaktadır; “ Allah Teala Cevaddır. Yani cömert ve ihsan sahibidir. Bu sebeple cömertliği sever. Yine o güzel ahlakı sever. Kötü ahlaktan da hoşlanmaz.”  Suyuti 1, 60

Başka bir hadiste ise şöyle buyrulmaktadır; “Şüphesiz Allah Tayyip’tir. Güzel ve hoş olanı sever. Temizdir, temizliği sever, kerimdir, keremi sever, cevaddır, cömertliği, cüd ve sehayi sever.” Buyurarak Allah’ı Cevadd ismi ile zikretmiştir. Tirmizi Edeb 41

Allah Zülcelal Hazretleri yine Kuran-ı Kerim’in Bakara Suresi 254 ayetinde şöyle buyurmaktadır; “Ey İman edenler. İçinde ne bir alışveriş ne bir dostluk ne de bir şefaat imkanı bulunmayan bir gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda cömertçe harcayın, sarf edin. Küfranı nimet içinde olanlar zalimlerin ta kendileridir.”

Allah Zülcelal Hazretleri bu ayetle cömertliğin dünya hayatında yapılabileceğini bildirmektedir. Ecel gelip de bu fırsat kapısı kapanınca kulun artık böyle bir imkanı kalmayacaktır. Zira ahret kazanma değil hesap verme yeridir. Şunu da açıkça ifade edeyim ki buradaki cömertliğin kıyamet gününde insana her türlü sıkıntı elem ve kederden kurtaracağına da işaret edilmektedir. Allah muhafaza elinde imkanı olup da böyle davranmayanlar Allah’ın nimetlerine nankörlük ederler, ettiklerinden dolayı kendilerine en büyük kötülüğü yapmış olacaklardır.

Bazı ayetlerde cömertliği alışverişe benzetilmiş ve Allah-u Azimmüşana verilen güzel bir borç olarak vasıflandırılmıştır. Yine Allah-u Teala Kuran-ı Kerim’in El Hadid suresi ayet 11’de şöyle buyurmuştur; “Allah’a güzel bir borç verecek olan varmıdır ki, Allah bunu onun için kat kat artırsın ve kendisine daha nice kıymetli mükafatlar ikram etsin.” Burada Allah’ın kullarından istediği bu güzel borç (karzı hasen) yani Hulusi kalple ve malın ihtiyacı karşılayacak kısmından infak etmektir. İhtiyacı olanlara borç vermek geri alma hususunda mühlet tanımak, borçluya hüsnü muamelede bulunmak. Hatta gerekirse alacağından vazgeçmekte karzı hasenin şümulüne dahildir.

Yine Allah-u Teala Bakara Suresi ayet 280’de şöyle buyurmaktadır; “Eğer borçlu darda ise bu yüzden genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Eğer bilirseniz alacağınızı bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.”

Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz de bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır; “Yalnız iki kişiye gıbta edilir. Biri Allah’ın mal verip hak yolunda harcamaya Muaffak kıldığı kimsedir. Diğeri de Allah kendisine ilim verip de onunla amel eden ve bunları başkasına öğreten yani ilmini infak eden kimsedir.” Buhari İlim 15

Saygılarımla.