Allah-u Teâlâ Kuran-ı Kerim’in Ahzap Suresi ayet 41-42-43’de ( Ey iman edenler, Allah Zül celali çokça zikredin ve ona sabah ve akşam teşbih edin. O sizi karanlıktan aydınlığa çıkartmak için size merhamet eder. Aynı zaman da melekleri de sizin için bağışlama dileyendir. Ve Allah müminlere çok merhamet edendir.)
Yukarıda metnini ve mealini okuduğunuz bu ayeti kelimelerde Rabbimiz, biz iman edenlere kendisini çokça anmamızı sabah akşam onu teşbih etmemizi emretmektedir. Bizlerde rabbimizin bu emrini severek isteyerek ve ihlasla (Allah için iyi ve halis niyetle yapmak, gösterişten uzak) yerine getirmeliyiz. Çünkü sahip olduğumuz bütün nimetler Allah’tan gelmektedir.
Gönderdiği ilahi emirler vasıtasıyla bizleri karanlıktan aydınlığa çıkarmış, aynı zaman da bizlere doğru yolu göstermiştir. Bütün bunlara rağmen yine de bizler zaman, zaman kabahat işleyerek kulluk vazifemizi tam olarak yerine getiremeyiz. Bu durumda bile Allah Zül Celal hazretleri bizleri bağışlar. Çünkü Allah’ı Teala mümin kullarına karşı çok merhametlidir.
Ayrıca Allah’ın melekleri de onun emrine uyarak bizim bağışlanmamızı ondan niyaz ederler.
Yine Allah’u Teâlâ kuranı kerimin bakara suresi ayet 152’de ( öyle ise sizde beni anın ki bende sizi anayım. Bana şükredin nankörlük etmeyin) ayeti kerime de de açıkça beyan ettiği gibi beni bütün kalbinizle anın ki bende sizi, bana layık bir anış ile anayım. Size her türlü yardım ve lütuflarımı devam ettireyim.
Birde verdiğim nimetler karşısında kalben lisanen. Bedenen şükrümü yerine getirin. Nimetlerimi inkâr ve emrime isyan bana küfür (inkar) küfrani nimette bulunmayın. Unutkan ve nankör olmayın.
Tabii zikir 3 şekilde olur
1- Dil ile zikir; Allah’ı güzel isimleri ile anmaktır. Allah Lailaheillallah, Alhahu Ekber, Sübhan Allah, Elhamdülillah gibi.
2- Bedenen zikir ise; namaz oruç gibi ibadetleri ifa etmektir.
3- Kalben zikir; Allah’u Azimmüşşanın varlığını, birliğini kudret ve azametini düşünüp bir neşeyi ruhaniye ye dâhil olmaktır.
Nimete şükretmek nimeti artırır, nimete karşı nankörlükte bulunmakta nimetin yok olmasına elden çıkmasına sebep olur.
Sevgili peygamberimiz(sav) şöyle buyurmuştur( aziz ve celil olan Allah şöyle buyuruyor, kulum kendi hakkında benim nasıl hüküm vereceğimi zannederse ben öyle hüküm veririm. Kulum beni anarken ben muhakkak onun yanında olurum. Eğer o beni gönlünde gizlice zikrederse ben de onu nefsimde gizlice zikrederim. Kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım, kulum bana bir arşın yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak varırım. Kulum beni bir cemaat içinde zikrederse bende onu daha hayırlı cemaat içinde zikrederim.)
Müslüm zikir dua tövbe ve istiğfar 48/1 III/2061
Allah (zc) bizim yanımızda olması bizi zikretmesi bize yaklaşması bize koşarak gelmesi onun kullarına çok yakın olduğu, bütün yaptıklarını bildiği ve dualarına icabet ettiği anlamına gelir. Biz rabbimize yürekten inanacağız. Onu dilimizle ve kalbimizle zikredeceğiz. Her işimizi yaparken onun bu konuda bize neleri emrettiğini, neleri yasakladığını düşüneceğiz ve ona göre davranacağız. Bizi bağışlamaya muktedir olan rabbimizin cezalandırmaya da gücünün yettiğini hesaba katarak korku ile ümit arasında olacağız. Zaten biz kullarına da yakışanda korku ve ümit arasında olmaktır. Saygılarımla