Evet, saygıdeğer okurlarım. Meali verilen ayeti kerimede müşriklerin Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimizden bizzat gizledikleri ve onun Allah-u Teala'dan getirdiklerine inanmadıkları ve kalplerindeki düşmanlığı gizledikleri anlamını açıkça belirtmektedir. Fakat şu bir gerçektir ki ne kadar gizlerlerse gizlesinler, istedikleri elbiselerine bürünsünler, bunun rabbimiz tarafından bilineceği ayeti kerimenin devamında çok açıkça vurgulu bir şekilde ortaya konularak şöyle buyrulmaktadır ki ayrıca Tegabün suresi ayet 4'te şöyle buyrulur; "Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve açıkladıklarınızı da bilir ve Allah kalplerin derinliklerinde olanı da bilmektedir. "Öyle ise açıktan veya gizlice yaptıklarımız, hatta ve hatta kalplerimizden geçirdiklerimiz dahi rabbimiz tarafından bilinmektedir. O halde bizlerin hem düşüncelerimizin, hem de davranışlarımızın doğru, güzel ve hayır istikametinde olması gerekmez mi? Çünkü bunları hiç kimse görmüyor ve bilmiyor. Olsa da rabbimiz bilmekte ve görmektedir veya düşünce safhasında olup henüz fiiliyata geçmemiş düşüncelerimizden sorumlu olmayız. Ancak davranışlarımızın ortaya çıkmasının öncesinde düşüncelerimizin etkisinin olduğunu da inkar edemeyiz. Şurası bir gerçektir ki iyi düşünen insan, iyi işler yapar. Eğer iyilik yapmaya niyet eder de yapmazsak, bu iyi niyetimizden dolayı rabbimiz katında tam bir iyilik sevabı kazanacağımız, eğer iyiliği niyetlenir de yaparsak 10 katından 700 katına kadar, hatta daha fazla sevap kazanacağımız unutulmamalıdır." Buhari Rikak 31 Müslim İman 59
Evet, buradaki önemli olan nokta düşünce yönünde olan, fakat eyleme dönüştürmeyip vazgeçmiş olduğumuz kötülüklerden sorumlu olmadığımız gibi, bu kötü düşüncemizden vazgeçtiğimizde sevap kazanacağımız olgusudur. Düşündüğümüz ve yaptığımız her şeyin ama her şeyin rabbimiz tarafından bilindiğinin idrakinde olan işte biz Müslümanlar nerede olursak olalım, kötülük yapmamıza hiç imkan var mıdır? Evet, bizler ne yaparsak yapalım, Allah Zülcelal tarafından bilinmektedir.
Yine rabbimiz bizlere Kuran-ı Kerim'in Kaf suresi ayet 16 ve 17'de şöyle buyurmaktadır; "And olsun insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesvese verdiğini de biliriz. Biz ona şah damarından da daha yakınız. Hatırla ki biri insanın sağında, biride solunda oturmuş 2 melek işlediklerini tespit ederler." Evet, yukarıda Kaf suresinin 16 ve 17. ayeti kerimelerinde Allah Zülcelal Hazretleri bizim her yaptığımız hakkıyla bilinmekte ve meleklerine bizzat kaydedilmektedir. İşte bizler de böyle çok sıkı kontrol altında bulunduğumuzu düşünerek her halimizle doğru ve dürüst davranmalıyız.
Yine rabbimiz Kaf suresinin 18. ayetinde de şöyle buyurmaktadır; "İnsan hiçbir söz söylemez ki, onun yanında yaptıklarını gözetleyen ve kaydeden hazır bir melek bulunmasın."
Evet, saygıdeğer okurlarım. Yukarıdaki Kaf suresinin 18. ayetinde de açıkça beyan ettiği üzere her konuştuğumuz ve yaptığımızın kayda geçtiğini düşünerek bütün hayatımız boyunca rabbimizin emirlerine uygun bir şekilde hareket etmeliyiz. Şöyle bir düşünürsek, ticaret yaparken yanımızda olmayan birine birşey vermemiz gerektiğinde kimsenin bulunmayacağı bir ortamda onun hakkını tam olarak veriyor muyuz? Kimsenin bilmeyeceği görmeyeceği bir yerde bir haram işlemeyi veya birine bir kötülük yapmayı planladığımız zaman insanlar görmüyor ama ilmi her şeyi kuşatmış olan rabbim beni görüyor diye ürpererek hemen bu kötülükten vazgeçebiliyor muyuz? Yoksa nasıl olsa kimseler bizi görmüyor diye o haramı işleyebilir mi diyoruz. Eğer bizi kimseler görmese de rabbimiz beni görüyor ve yaptıklarımı biliyor diye o kötülükten vazgeçebiliyorsak, işte mesele hallolmuş demektir. Yüceler yücesi rabbimizin her şeyi bildiğine ve ahrette bu yaptığımız kötülüklerden hesaba çekileceğimize inandığımıza göre hiç yanlış iş yapabilir miyiz? Elbette yapamayız. Rabbimizin Kuran'ın Yunus suresi 61. ayetine kulak verelim; "Ey Muhammed. Sen hangi işte bulunursan bulun, ona dair Kuran'dan ne okursan oku ve ey insanlar, sizler de hangi şeyi yaparsanız yapın, siz ona daldığınızda biz sizi mutlaka görürüz." Ne yerde, ne de gökte zerre ağırlığında, hatta bu zerreden daha küçük veya büyük olsun, hiç bir şey rabbimizden uzak veya gizli kalmaz. Hepsi de muhakkak apaçık bir kitapta (Levhi Mahfuzda) yazılıdır.
Evet, bu ayet bir yandan müminlerin yaptıkları güzel işlerin Allah tarafından bilindiğine, dolayısıyla zayi olmayacağını hatırlatarak onlara ümit ve güven verirken, diğer yandan da inkar ve isyanların sorumsuzca sürdürenler içinde bir uyarı ve tehdit anlamı taşımaktadır. Çünkü hiç bir şey Allah'ın bilgisinden dışarı değildir. Saygılarımla.