Bu destek türü PKK/YPG’ye sahte umutlar veriyor, sahte gelecek hayalleri kurduruyor" dedi. Fidan, ABD’nin bu konuda doğru adımları atması gerektiğini vurguladı.

"ABD'nin Desteği PKK/YPG’ye Sahte Umutlar Veriyor"

Fidan, TV100 televizyonuna verdiği röportajda, ABD’nin Suriye’de PKK/YPG ile olan iş birliğine dair şu açıklamalarda bulundu:

"Amerikan askeri varlığının bizim için en büyük problemi PKK ve YPG ile yaptığı iş birliği ve verdikleri destek. Bu sorun alanı ortadan kalktığında diğer konular yeniden değerlendirilebilir. Ancak bu destek devam edecek mi etmeyecek mi? Bizim meselemiz bu. Çünkü bu destek türü PKK/YPG’ye sahte umutlar veriyor, sahte gelecek hayalleri kurduruyor. Halbuki daha rasyonel, daha sahici, daha pozitif hayatlar mümkün. Umarım bu konuda Amerika da doğru olanı yapacaktır diye düşünüyorum."

Fidan, ABD’nin Suriye politikalarının Türkiye ile uyumlu olması gerektiğini belirterek, Washington’un PKK/YPG ile ilişkisini kesmesi halinde iki ülke arasındaki sorunların büyük ölçüde çözülebileceğini ifade etti.

"ABD kendi dış politikasını rasyonel zeminde yürüttüğü zaman burada Türkiye ile dost olması gerekiyor. Ancak başka birkaç ülkenin aklına ve daha kimliksel, ideolojik yaklaşımlara giderse bambaşka bir sonuç çıkabiliyor."

"Türkiye-ABD İlişkileri Daha Yapısal ve Sistematik İlerlemeli"

Türkiye-ABD ilişkilerine dair değerlendirmelerde bulunan Fidan, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha sistematik ve yapısal bir düzlemde ilerlemesi gerektiğini belirtti.

"Yeni dönemde birkaç şey paralel olarak işliyor. ABD’de yeni bir yönetim var ve diğer taraftan İmralı’dan yapılan bir çağrı var. İnşallah örgüt nezdinde yankı bulur ve gereği yapılır. Bunun Suriye’ye olan etkilerini de görmek mümkün. Şu anda Suriye’de de işleyen bir süreç var."

Fidan, ABD’nin FETÖ ve PKK/YPG ile ilişkilerini kesmesi gerektiğini, bu durumun Türkiye ile ABD arasındaki en büyük sorunlardan biri olduğunu vurguladı.

"Türkiye’nin iki tane üzerinde ittifak edilmiş, partilerden ve siyasetten bağımsız yaşamsal düşmanı ile Amerika'nın ciddi ilişkilerinin olması tabii ki bizim yaklaşımımızı, politikalarımızı etkiliyor. PKK/YPG ile olan ilişkileri ve FETÖ’nün karargahına ev sahipliği yapması, Türkiye-ABD ilişkilerinde yok sayılabilecek konular değildir."

Fidan, Türkiye’nin ABD ile stratejik sabır ve diplomatik olgunluk çerçevesinde ilişkilerini sürdürdüğünü, ancak iki ülke arasında mevcut sorunların göz ardı edilemeyeceğini ifade etti.

"Avrupa, Kendi Güvenliğini ABD’ye Bağlı Tutamayacağını Anladı"

Financial Times’a verdiği röportajda “Cin şişeden çıktı” ifadesiyle ne kastettiğine dair açıklamalarda bulunan Fidan, Avrupa’nın artık kendi güvenliğini ABD’ye bağımlı tutamayacağını anladığını söyledi:

"Avrupalılar, uzun yıllar boyunca kendi güvenliklerini ABD’ye bağlamışlardı. Ancak son dönemde Amerika’nın ‘Bu güvenlik şemsiyesini çekebilirim’ söylemi Avrupalıları panikletti. Artık kendi güvenliklerini sağlamak için daha fazla adım atıyorlar ve bu süreç geri dönülemez bir noktaya ulaştı."

Fidan, ABD’nin Avrupa üzerindeki etkisinin zayıflaması durumunda yeni güvenlik mimarisinin şekilleneceğini ve Türkiye’nin bu süreçte önemli bir rol oynayacağını belirtti.

"AB Üyeliği Hâlâ Stratejik Önceliğimiz"

Türkiye’nin AB üyelik sürecine dair konuşan Fidan, Ankara’nın bu konuda stratejik hedeflerinden vazgeçmediğini, ancak AB’nin Türkiye’ye karşı aynı perspektifi benimsemediğini ifade etti:

"Cumhurbaşkanımız en son yaptığı konuşmalarında da Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki iradesini vurguladı. AB üyeliği hâlâ bizim için bir stratejik önceliktir. Ancak AB’nin de bu süreci aynı ciddiyetle ele alması gerekiyor."

Fidan, Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde daha sahici ve karşılıklı menfaatlere dayalı bir müzakere sürecine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

"Bizim sonuçta ülkemizin ve milletimizin menfaatini gözetmemiz gerekiyor. Nasıl ki Avrupa ülkeleri kendi menfaatlerini gözetiyorsa, biz de bunu yapmak zorundayız. Yeni güvenlik sisteminde Türkiye-AB ilişkileri hangi perspektifte ilerleyecek? Bunu görmek için daha gerçekçi olayları beklememiz gerekiyor."

"Rusya-Ukrayna Savaşında Ateşkes Süreci İşleyebilir"

Rusya-Ukrayna savaşındaki son gelişmelere değinen Fidan, ABD’nin girişimleriyle bir ateşkes sürecinin başlayabileceğini belirtti:

"Trump’ın ortaya koyduğu 30 günlük ilk aşamadaki ateşkes çağrısına Ukraynalılar olumlu yanıt verdiler. Şimdi Ruslarla yapılan görüşmeler sonucunda bir ateşkese doğru gidiş olabilir. Umulan o ki, bu ateşkesin getirdiği sükûnet tarafları daha kalıcı barışa teşvik eder."

İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü

Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna arasında diplomatik çözüm sürecine destek vermeye devam edeceğini ifade eden Fidan, Türkiye’nin barış sürecine katkı sağlamak için her türlü diplomatik inisiyatifi üstlenmeye hazır olduğunu söyledi.

"Gazze’de Kalıcı Bir Ateşkes Sağlanmalı"

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına da değinen Fidan, Netanyahu’nun kalıcı bir barışı istemediğini ve İsrail’in bölgede güç zehirlenmesi yaşadığını belirtti.

"Umarız Gazze’deki halkın gerçekten dramı sona erer. Ancak Netanyahu’nun zihninde kalıcı bir barışa dönmemenin olduğunu biliyoruz. Sadece biz değil, bunu bütün dünya görüyor. Kendisi de bunu söylemekten çekinmiyor. İsrail’in ve Netanyahu’nun güç zehirlenmesi ne kadar sürecek ve ne kadar zarar verecek, bunu hep birlikte göreceğiz."

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD’nin PKK/YPG’ye verdiği desteğin bölgedeki istikrarı bozduğunu ve Türkiye’nin bu durumu kabul etmeyeceğini net bir şekilde ifade etti. Ayrıca, Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin yeni bir perspektife ihtiyaç duyduğunu ve Avrupa’nın kendi güvenliğini sağlama konusunda yeni bir süreç başlattığını belirtti. Rusya-Ukrayna savaşında ateşkes ihtimalinin güçlendiğini ve Türkiye’nin diplomatik rolünün devam edeceğini vurgulayan Fidan, Gazze’deki durumun ise Netanyahu’nun politikaları nedeniyle daha da kötüleştiğini ifade etti.

Kaynak : PHA

Kaynak: RSS