Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasına sert tepki gösteren Bakırhan, hükümetin çözüm sürecine yönelik adım atmamakta ısrarcı olduğunu belirterek, “Toplum 15 Şubat’ta Sayın Öcalan’dan bir çağrı beklerken, iktidar çözümsüzlükte ısrar eden yaklaşımlarıyla topluma mesaj verdi

“Van’a 15 Şubat’ta Kayyum Atanması Sembolik Bir Mesajdır”

Bakırhan, 15 Şubat tarihinin Kürt halkının hafızasında uluslararası komplonun yapıldığı kara bir gün olarak yer ettiğini vurgulayarak, Van Büyükşehir Belediyesi’ne bu tarihte kayyum atanmasının bilinçli bir hamle olduğunu dile getirdi:

"Kürtlerin hafızasında 15 Şubat, uluslararası komplonun yapıldığı kara bir gündür. 15 Şubat’ta Van’a kayyum atamak, sembolik olarak yeni yaralar açmak isteyen aklın ürünüdür. İnsanlıktan, kardeşlikten, barıştan medet uman bir akıl kötülük için adım atmaz. Van'da yapılan darbe, iktidarın barış ve çözüme dair samimiyetsizliğini ortaya koymuştur. AKP iktidarı diyalog ve müzakere çabalarına karşı sabotaj yapıyor."

“Kürtler İttifak Yapamaz Diyen Zihniyet 2025 Model Mahmut Esat Bozkurt Zihniyetidir”

Grup toplantısında, İstanbul’da gerçekleştirilen kent uzlaşısına yönelik yargı sürecine de değinen Bakırhan, bazı savcıların Kürtlerin siyasi ittifak yapmasına karşı bir tutum sergilediğini ifade etti:

"Neymiş efendim, İstanbul’da kent uzlaşısı yapılmış, bir savcı çıkıp ‘Kürt ve Türkler ittifak yapıyor’ diye bunu bir suçlama biçiminde iddianameye koymuş. Neymiş? Kürt ittifak yapamaz. Kürt belediyede iş birliği yapamaz. Kürt belediye alamaz. İşte 2025 model Mahmut Esat Bozkurt zihniyeti budur. Bu açıklamalar açıkça Kürt düşmanlığı içeren ifadelerdir."

Bakırhan, AKP içindeki Kürt siyasetçilere de seslenerek, bu anti-demokratik tutuma karşı nasıl bir tavır aldıklarını sorguladı:

"Buradan AKP’de siyaset yapan Kürtlere sesleniyorum. 'Kürt belediye alamaz, ittifak yapamaz, yaparsa kelepçe vurur içeri atarım' diyen bu savcının yaptığı anti-demokratik uygulamalara ne diyorsunuz? Siz bunu kabul ediyor musunuz?"

“TÜSİAD Eleştiri Yaptı, Hükümet Yargı Sopasını Gösterdi”

DEM Parti Eş Genel Başkanı, hükümetin eleştirileri baskı ve yargı sopasıyla susturmaya çalıştığını belirterek, iş dünyasının da bu durumdan nasibini aldığını söyledi:

CHP Kahta İlçe Başkanı Eren: 'Kahta'nın kronikleşen sorunlarını çözmeye yetkin bir partiyiz' CHP Kahta İlçe Başkanı Eren: 'Kahta'nın kronikleşen sorunlarını çözmeye yetkin bir partiyiz'

"Daha geçen gün TÜSİAD bir eleştiri yaptı. Hep beraber izledik. O eleştirileri bile kabul etmeyerek yargı sopasını TÜSİAD’a gösterdiler. Yani toplumun her kesimine karşı yargıyı sopa olarak kullanan bir anlayışla karşı karşıyayız. Hak yok, hukuk yok. İstiyorlar ki kimse konuşmasın, beyefendiler rahat rahat atlarını koştursun."

“Halkı Tekli Çocuk Bezi Alacak Hale Getirdiler”

Bakırhan, ülkedeki ekonomik krize ve halkın yaşadığı derin yoksulluğa da dikkat çekti. İnsanların temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandığını vurgulayan Bakırhan, hükümeti sert sözlerle eleştirdi:

"Tekli çocuk bezi alacak bir noktaya getirdiler halkı bu yönetim. Tekli çocuk bezi almak nedir Allah aşkına? Kavunu, karpuzu anladık. Ama aileler, akşam evine giderken çocuğuna tek bez alıyor, tek bez! Toplumu bu hale getiren bu yönetimi kınıyoruz, eleştiriyoruz."

“Beka ve Güvenlik Uydurmaları Statükocuların Elinden Alınmalıdır”

Muhalefet partilerine ve demokratik kitle örgütlerine seslenen Bakırhan, iktidarın güvenlik ve beka söylemiyle toplumu baskı altında tutmaya çalıştığını ifade etti:

"Bu yeni paradigmayla birlikte güvenlik beka uydurmaları statükocuların elinden alınacak, demokratik muhalefete geniş bir siyaset ve kazanım alanı açılacaktır. Onun için bu süreci desteklemek gerekiyor. Bu süreç sadece Kürtlerin, DEM Parti'nin sorumluluğunda değildir. Emekliden işçiye, kadından gençlere, Türkiye'deki bütün halklar ve inançlar için sorumluluk gerektiren bir konudur."

“1 Ekim’den Sonra Başlayan Çözüm Tartışmaları Birilerini Rahatsız Etti”

Bakırhan, Kürt meselesine dair 1 Ekim’den sonra başlayan çözüm tartışmalarının bazı kesimleri rahatsız ettiğini dile getirerek, süreci sabote etmeye çalışan odakların olduğunu belirtti:

"Bugün hem iktidar içinde hem de muhalefet diye geçinen bazı çevrelerde, savaşın sürmesini isteyen iki benzer akıl var. Bir madalyonun iki yüzü gibi. 7/24 televizyonlarda, çakma vatanseverler Sayın Öcalan’ın gösterdiği güçlü iradeye karşı neredeyse dua edeceklerdi. Bir emekli asker ne dedi? ‘Aman ha, PKK kendini feshederse Türkiye bindiği dalı keser, sınır dışı operasyonları yapmak için meşruiyetimiz kalmaz’ dedi. Yani Kürt meselesi çözülürse biz bu düzeni sürdüremeyiz diyorlar. Konfor alanımız elimizden gider diyorlar."

“Barış İçin Mücadeleye Devam Edeceğiz”

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, konuşmasının sonunda iktidarın barış sürecine yönelik sabotajcı tutumunu değiştirmesi gerektiğini ve halkın çözüm sürecine sahip çıkmasının önemini vurguladı:

"Biz barışın ve çözümün önündeki engelleri kaldırmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Kayyum politikalarıyla halkın iradesini gasp eden, çözüm yerine kriz yaratan bu anlayışa karşı halkımızla birlikte duracağız. Fikrinde kayyum olanın zikrinde barış olmaz!"

Kaynak : PHA

Kaynak: rss