Şirketten yapılan açıklamaya göre, Karadeniz Holding bünyesindeki Tek Dünya Karadeniz Vakfı dünyaya açılarak, toplumsal fayda yaratmayı amaçlıyor. 1948'de holdingin temellerini atan Rauf Osman Karadeniz'in "Dünyada barış ve kardeşlik içinde birlikte üreterek yaşamak ve bunu yüksek ahlaki ve insani değerlerle yapmak" olarak tanımladığı "tek dünya" kavramı, vakfın felsefesini oluşturuyor.
Vakfın lansmanı, dünyanın karşı karşıya olduğu tehlikelere dikkati çekmek ve bu tehlikelere karşı birlikte harekete geçmek için küresel bir çağrı niteliğinde olan gerçekleşti. Lansman, holdingin dünya genelindeki ofislerinde ve faaliyet gösterdiği ülkelerde de kutlandı.
Vakıf, coğrafi sınırları aşarak, eğitim ve sağlık gibi temel insan haklarını sağlamaya odaklanıyor.
Açıklamada lansmandaki konuşmasına yer verilen Tek Dünya Karadeniz Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zeynep Harezi Yılmaz, kadınların ve kız çocuklarının eğitimine ve güçlendirilmesine önem verdiklerini belirterek, "Eşitlik ve sürdürülebilirliğin sadece idealler değil, herkes için gerçekler olduğu bir geleceğe yatırım yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
Sosyal kalkınmanın ve değişimin doğal öncüleri olan kadın ve kız çocuklarının eğitimine ve hayata hazırlanmasına yönelik çalışmalara ağırlık veren vakıf, faaliyet gösterdiği ülkelerde fırsat eşitsizliğine maruz kalan kadın ve kız çocuklarının eğitim ve ekonomiye katılımına öncelik vererek, yerel ekonomileri güçlendiren projeleri destekliyor.
- Dünyanın her yerinde olumlu etki yaratmak
Vakıf kurulmadan önce, Türkiye'de başta Çok Amaçlı Toplum Merkezleri (ÇATOM) aracılığıyla öğrencilere verdiği burs desteği olmak üzere, eğitim alanında pek çok proje hayata geçiren holding, yurt dışında ise yerel ve uluslararası sivil toplum kuruluşları aracılığı ile sürdürülebilir eğitim projelerine imza attı.
Holding, bugüne kadar bu alana 2,5 milyon dolardan fazla bütçe ayırmış durumda. Başta kız çocukları olmak üzere, gençlere ilköğretimden başlayıp üniversiteden mezun olana dek destek olarak, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasında rol oynuyor.
Vakıf, "insani acil müdahale aracı" olarak tanımlanan Lifeshipler'i, dünyanın herhangi bir yerinde gerçekleşebilecek doğal afetlerin ya da insani krizlerin hemen sonrasında afetzedelerin kalıcı hayatlarına geçiş süreçlerinde kullanılması için planladı.
Lifeshipler, acil durumlarda 2 bin 500 kişiye kadar insanın barınmasını sağlayan, 4-8-12 kişilik odalardan oluşan, aynı zamanda reviri, spor ve sosyal alanları, yemekhanesi bulunan, kendi kendine yetebilen "yüzer yaşam kentleri" olarak tasarlandı.
Lifeshipler'in ilki olan Süheyla Sultan, 6 yıl önce olası bir İstanbul depremi için hazırlanmışken, Rauf Bey ise depremden sonra çok kısa bir süre içerisinde katamarandan Lifeship'e dönüştürüldü. Geçen yılki deprem felaketinin hemen ardından Hatay İskenderun'a gönderilen Lifeship Süheyla Sultan'da, bugüne kadar 12 binden fazla depremzede misafir edildi.
Vakfın küresel erişimi oldukça geniş bir coğrafyaya yayılıyor. Yerel toplulukların ihtiyaçlarını karşılayan projeler, Brezilya'da balıkçıların lisans almaları için gerekli eğitim programlarından, Afrika ülkelerinde tarımla uğraşan kadınların ekonomik hayatlarına destek vermeye kadar farklı alanlarda fayda yaratıyor.
"Tek Dünya" prensibi uyarınca dünyanın her yerinde olumlu etki yaratma amacında olan vakıf, Birleşmiş Millet Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nden "işbirliği yaratmak" prensibi uyarınca Dünya Bankası ile ortaklığa imza atmak üzere. Ortaklıkla toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirmenin yanı sıra kadınların bilim, mühendislik ve matematik alanlarındaki eğitim ve iş hayatlarına destek verilmesi amaçlanıyor.