İSTANBUL (AA) - Özyeğin Üniversitesi (ÖzÜ) ve Birleşmiş Milletler (BM) Tarım ve Gıda Örgütü (FAO), "Barış, Adalet ve Sürdürülebilir Kalkınma için Gıda Hakkı" temasıyla Dünya Gıda Günü’ne özel bir etkinliğe imza attı.
Etkinlikte öğrencilerinin gıda hakkına dair farklı disiplinlerden beslenen tartışmalarını içeren seminer düzenlendi. "ÖzÜ Öğrencileri Gıda Hakkını Tartışıyor: Gıda Hakkına Disiplinler Arası Bakış" seminerinde, çeşitli programlardan ve disiplinlerden öğrencilerin sunumlarında çözüm odaklı yaklaşımlar dikkati çekti.
Seminerin ardından gerçekleştirilen Gastroshow'da, Özyeğin Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları programı öğrencileri ve Le Cordon Bleu Eğitmen Şefleri, Şile Yeryüzü Pazarı'ndan kadın üreticilerin yerel ürünleriyle reçeteler hazırladı.
Şile Belediyesi yetkilileri ve Yeryüzü Pazarı üreticileri, "Gıda Hakkı İçin Kadın Üreticiler ve Yerel Pazarlar" oturumunda deneyimlerini paylaştı.
Açıklamada etkinlikteki açılış konuşmasına yer verilen Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Barış Tan, önemli hedefleri arasında, global problemlere yenilikçi çözümler sunabilme, toplumun yaşam kalitesini artırabilme ve sürdürülebilir bir dünyaya katkıda bulunmanın geldiğini belirterek, 8 milyarlık dünya nüfusunun 3 milyarının sağlıklı beslenme imkanının bulunmadığına dikkati çekti.
Dünya genelindeki aşırı iklim olayları, çatışmalar ve ekonomik belirsizlikler sebebiyle, gelecekte en temel insan haklarından biri olan gıda hakkına erişimin daha da güçleşeceğinin öngörüldüğünü aktaran Tan, "Biz de bu küresel soruna dikkati çekmek, başarı örneklerini ve ilham veren öyküleri daha fazla kişiye ulaştırabilmek ve bu konudaki tüm paydaşları bir araya getirerek global etki yaratabilecek sonuçlara ulaşmak amacıyla her yıl bu organizasyonu düzenliyoruz." ifadelerini kullandı.
- "İklim değişikliğinin etkileri her geçen gün daha fazla hissediliyor"
FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık da gençleri "açlığa son verme" ve tarım-gıda sistemlerini sürdürülebilir bir şekilde dönüştürme yolundaki çalışmalarda en önemli aktörlerden birisi olarak gördüğünü aktararak, çatışmaların yayıldığını, iklim değişikliğinin etkilerinin her geçen gün daha fazla hissedildiğini kaydetti.
Gıdanın tıpkı su ve hava gibi temel bir insan hakkı olduğunu hatırlamaya her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğuna işaret eden Selışık, "Bugün her ne kadar küçük ölçekli çiftçiler küresel nüfusu besleyebilecek yeterlilikte gıda üretseler de gıda güvensizliği devam ediyor. Açlıkla mücadele eden ve kötü beslenen insanların sayısında da bir azalma olmuyor. Bu nedenle, Dünya Gıda Günü'nün çağrısına kulak verip siz gençlerle birlikte tarım-gıda sistemlerinin kapsayıcı, eşitlikçi ve sürdürülebilir dönüşümüne odaklanmalıyız." açıklamasını yaptı.
Selışık, BM projeksiyonlarına göre 2050'de dünya nüfusunun 10 milyara yaklaşacağı bilgisini paylaşarak, bu nüfusu besleyebilmek için şu andakinden en az yüzde 60 daha fazla gıda üretilmesi gerektiğini vurguladı.
Dünya nüfusunun neredeyse yarısının gelişmek ve bazı durumlarda hayatta kalmak için ihtiyaç duydukları besinleri alamadığını anlatan Selışık, "Çatışmalar, aşırı hava olayları ve ekonomik şoklar da tarım-gıda sistemi üzerinde baskı yaratıyor. Bir yanda milyonlarca insan yerinden ediliyor, diğer yanda ise tarım alanları yok ediliyor. Açlık, yetersiz beslenme, kötü beslenme, mikro besin eksiklikleri, aşırı kilo ve obezite artıyor. İklim değişikliğinin de etkisiyle biyoçeşitlilik azalıyor. Şunu unutmamalıyız ki; tarımsal biyoçeşitlilik olmazsa sağlıklı ve çeşitli beslenme de olmaz." değerlendirmesinde bulundu.