ANKARA (AA) - ŞULE ÖZKAN - İran uzmanı Dr. Hurşit Dingil, İran Meclisi'nde ülkedeki farklı etnik grupların ana dilde eğitim almasını öngören yasa tasarısının reddedilmesinin en çok Türkleri etkilediğini belirterek, konunun bir milli güvenlik meselesi olarak görüldüğünü söyledi.
- İran uzmanı Dr. Hurşit Dingil:
- "Farsça dışındaki azınlık dillerinin edebiyat derslerinde kullanılmasını öngören yasa tasarısı, mecliste 104 kabul oyuna karşılık 130 ret oyuyla reddedildi. Oy dağılımı dikkat çekici çünkü böyle hassas konuda keskin bir ayrışmanın olmadığı görülüyor"
- "Bu tür olayları ve gelişmeleri, devrim rehberliğine ve devrimin kurucu değerlerine karşı tehdit olarak nitelendiriyorlar. Bu tür güvenlik algılamalarıyla birlikte özellikle Pezeşkiyan gibi Türk kökenli bir cumhurbaşkanının seçilmesi de tartışmaların ön plana çıkmasına neden oluyor"
Dingil, 26 Şubat'taki oturuma katılan 246 milletvekilinden 104'ünün lehte, 130'unun aleyhte ve 5'inin çekimser oy kullandığı "Etnik ve Yerel Edebiyat Öğretimi" yasa tasarısının reddedilmesini AA muhabirine değerlendirdi.
Dingil, "Yasa tasarısı, haftada iki saat olmak üzere iki eğitim kademesinde seçmeli ders olarak ülkedeki farklı etnik grupların ana dilinde eğitim almasını öneriyordu. Dersin içeriği denetlenecek ve Farsça birincil eğitim dili olmaya devam edecekti." dedi.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Türkçe şiir okuması ve sonrasında yaşanan Türkçe krizine dikkati çeken Dingil, "İran'da Pezeşkiyan'ın seçimleri kazanmasından bu yana özellikle etnik ve mezhepsel ayrımcılık konuları gündeme geliyor. Pezeşkiyan'ın seçim öncesi kampanyası sırasında verdiği ana vaatlerden biri Farsça dışındaki dillere karşı ayrımcılığı ortadan kaldırmaktı. Bugün daha görünür örnekler ortaya çıkmaya başladı. Etnik dillerde eğitim konusu da bu gündemlerden birisi." ifadelerini kullandı.
- "Farsça haricindeki dillerin edebiyat derslerinde kullanılması reddedildi"
Dingil, Farsça haricindeki azınlık dillerin edebiyat derslerinde kullanılmasını öngören yasa tasarısındaki kabul oyu sayısının önemine işaret ederek, büyük oy farkı olmadığının altını çizdi. İran'da etnik ve mezhepsel farklılıklarla ilgili konuların artık yeni aşamaya girdiğini ifade eden Dingil, daha önce bu meseleler gündeme gelmezken, şimdi mecliste tartışılmasının dikkat çekici olduğunu vurguladı.
2022'deki Mahsa Emini gösterileriyle birlikte İran'daki güvenlik kurumlarının etnik ve mezhepsel farklılıklar konularında hassas olduklarını ifade eden Dingil, şöyle devam etti:
"Mahsa Emini gösterileri zamanında İran İstihbarat Bakanlığı bu olayları 'hibrit tehdit' olarak adlandırmıştı. 'Hibrit tehdit', tehdidin sadece askeri alanlarda değil, artık gündelik hayatın da içinde olması demek. Bu tür olayları ve gelişmeleri, devrim rehberliğine ve devrimin kurucu değerlerine karşı bir tehdit olarak nitelendiriyorlar. Bu güvenlik algılamalarıyla birlikte özellikle Pezeşkiyan gibi Türk aileden gelen bir cumhurbaşkanının seçilmesi de tartışmaların ön plana çıkmasına neden oluyor." yorumunda bulundu.
Yasa tasarısı reddine yönelik resmi açıklamada yeterli sayıda öğretmenin bulunmaması, materyal eksikliği, istenilen bütçenin ayrılamaması ve Farsça'nın zayıflayabileceğine dair endişelerin gerekçe olarak öne sürüldüğünü ifade eden Dingil, siyasi açıklamalarda ise İran'ın toprak bütünlüğünün tehdit edilebileceğine yönelik kaygıların dile getirildiğini belirtti.
- "Yasa tasarısından en çok Türkler etkileniyor"
Dingil, yasa tasarısının reddine ilişkin, "Bu karar aslında İran milli güvenlik endişesinin bir göstergesi diyebiliriz. 28 Haziran seçimleri de böyleydi. Reformist aday Pezeşkiyan'ın Türk asıllı olduğu vurgusuyla birlikte seçilmesi ve cumhurbaşkanı olması, yine milli güvenlik endişelerinin bir sonucuydu. Konu dil politikaları ve etnik mezhepsel farklılıklar olsa da İran'ın belki de ulusal güvenliği anlamında en çok tehdit algıladığı alanın da burası olduğunu söylemek mümkün." değerlendirmesinde bulundu.
Yasa tasarısı reddinin özellikle İran'da yaşayan Türkleri etkilediğini hatırlatan Dingil, "İran-Azerbaycan ilişkileri aslında bu konuda etkilenecek önemli alan çünkü İran'da büyük nüfus Türk kökenli. Dolayısıyla aslında Türk kökenlilerin ana dillerini konuşmasına yönelik bir adım atılıyor. Yasa tasarısı teklifi her ne kadar Farsça haricindeki etnik azınlık ve bölgesel dilleri kapsasa da etnik nüfusu en fazla olan Türkler. Haliyle alınan bu karar da en çok Türkleri etkiliyor." ifadelerini kullandı.
Dingil, İran Anayasası'nda azınlık tanımının din temelinde yapıldığını belirterek, Anayasa'nın 13. maddesine göre İslam dışındaki Hristiyanlık, Zerdüştlük ve Museviliğin azınlık statüsüne sahip olduğunu ifade etti. Dingil, Anayasa'nın 15. maddesinde Farsça dışındaki yerel ve azınlık dillerinin edebiyat derslerinde kullanılmasına izin verildiğini, ayrıca bu dillerde basım ve yayının serbest olduğuna dair bir hüküm bulunduğunu vurguladı.
- "İran'ın toplumsal yeniliklere adapte olması gerekiyor"
Dingil, İran'ın dil politikasının Farsça'yı ve milli kültürü koruma üzerine kurulu olduğunun altını çizerek, anayasada diğer dillerin kullanımına belirli serbestlik tanısa da bunun uygulamada mümkün olmadığını ifade etti. İran'da Mahsa Emini gösterileriyle başlayan değişim sürecinin internet sansürü ve eğitimde dil konusuyla devam ettiğini belirten Dingil, şunları kaydetti:
"İran artık yeni bir dönemde. Bu dönemi 7 Ekim sonrasında yaşananlarla veya 2022'deki Mahsa Emini gösterileriyle başlatabiliriz. İran'ın bu dönemde devrim rehberliğini ya da müesses nizamı ayakta tutabilmesi için toplumsal yeniliklere adapte olması gerekiyor. Müesses nizam da bunun farkında. Dolayısıyla bu tür konuları tartışılır hale getiriyor. Bu değişim ve dönüşüm büyük ihtimalle sonraki devrim rehberinin kim olacağı tartışmalarını kapsayacak. Dil politikalarına büyük çerçeveden bakarsak uzun vadede imaj kurtarma süreci diyebiliriz."
Dingil, İran'ın geçmişte Irak, Suriye, Yemen ve Lübnan'daki vekil güçler aracılığıyla bölgesel faaliyetlerini sürdürdüğünü ancak 7 Ekim sonrası süreçte bu grupların kademe kademe devre dışı bırakıldığını anımsattı. Bu gelişmelerin ardından İran'ın güvenlik önceliklerini ulusal toprak bütünlüğü korumaya yönlendirdiğini ifade eden Dingil, etnik ve mezhepsel farklılıkları da bu çerçevede bir tehdit algısı olarak konumlandırdığını dile getirdi.
İran Meclisi, 6 maddeden oluşan ve ülkedeki farklı etnik grupların ana dilinde eğitim almasını öngören "Etnik ve Yerel Edebiyat Öğretimi" başlıklı yasa tasarısını 26 Şubat'ta oy çokluğuyla reddetmişti.