DEM Parti’den "Somut Adım" Vurgusu

Yaklaşık bir buçuk saat süren görüşmenin ardından konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Türkiye’de ve bölgede barış sürecinin önemine dikkat çekerek çözüm sürecine dair somut adımların atılması gerektiğini belirtti. Bakırhan, PKK lideri Öcalan’ın yaptığı çağrının karşılık bulması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:

"Bu çağrı kime yapılmışsa, gereklerini layıkıyla yerine getirmesi gerektiğini bir kez daha buradan belirtmek istiyoruz. Çağrı, çağrı olmaktan çıkmalı; artık somut bir adıma ve çözüme dönüşmelidir. Geçmişte bu sürecin nasıl sonuçlandığını gördük. Eğer süreç gereğinden fazla uzatılırsa, bir noktadan sonra tıkanma yaşanır. Artık kimin üzerine ne düşüyorsa yerine getirmesi gerektiğine inanıyoruz."

Bakırhan ayrıca, Suriye’de Alevilerin hedef alınmasını kınadıklarını belirterek, Suriye’de farklı inanç ve etnik grupların demokratik zeminde bir arada yaşaması gerektiğini söyledi.

"Suriye’de Alevilerin ne amaçla, ne biçimde olursa olsun katledilmesini kınıyoruz. Suriye, halklar ve inançlar açısından kapsayıcı bir yönetim modeline yönelmeli. Kürt’ü, Alevi’yi, Dürzi’yi, Hristiyan’ı ve diğer tüm halkları demokratik bir zeminde bir araya getirecek bir yönetim şekli benimsenmelidir."

Babacan: "İhtiyatlı Bir İyimserlikle İzliyoruz"

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, yapılan görüşmeyi “verimli” olarak değerlendirirken, süreci ihtiyatlı bir iyimserlikle izlediklerini ifade etti. İktidarın bu konuda yeterince net bir tavır sergilemediğini belirten Babacan, siyasi irade olmadan çözüm sürecinin ilerleyemeyeceğini söyledi:

"Evet, barış süreci zor bir meseledir. Kimse size altın tepside çözüm sunmaz. İlmek ilmek örmeyi gerektirir. Ancak biz DEVA Partisi olarak, barış için yüzde 5 bile ihtimal varsa desteklemeye hazırız. Aynı noktada duruyoruz. Ama önce bir yol haritası lazım. Bu yol haritasını henüz görebilmiş değiliz. Barış için kararlılık lazım. Bu kararlılık acaba gerçekten iktidarda var mı? Erdoğan’ın bu konuda nerede durduğunu bilmiyoruz. Sağlam bir siyasi irade ortaya koyduğunu da bugüne kadar şahit olmadık."

Babacan, Türkiye’de terörün sona erdirilmesinin önemine vurgu yaparak, bu sorunun yalnızca iç mesele olarak görülemeyeceğini ifade etti:

"Gerçekten terörün sona ermesi önemlidir ancak terör, herhangi bir ülkenin kendi sınırları içinde halledebileceği bir mesele değildir. Bölgesel boyutları vardır. Irak ve Suriye’de devam eden dinamikler de bu süreci doğrudan etkiliyor."

“Suriye ile Bir Mektup Trafiğinin Olduğunu Anlıyoruz”

Babacan, Suriye’de PYD-YPG ile Şam yönetimi arasındaki temasların barış sürecine etkisini değerlendirerek, Türkiye’nin bu süreci yakından takip etmesi gerektiğini belirtti. Suriye’deki gelişmelerin bölgedeki istikrarı doğrudan etkileyebileceğini kaydeden Babacan, Şam yönetimiyle sürdürülen görüşmelerin önemli olduğunu ifade etti:

"Burada kuşkusuz Irak’taki yapılanmayla bir trafik var. Suriye ile bir mektup trafiğinin olduğunu anlıyoruz. Ancak önümüzdeki haftalarda, aylarda bu süreçle ilgili en büyük risk kaynağı Suriye’dir. Suriye’de PYD-YPG ile Şam yönetimi arasındaki görüşmelerin nasıl evrileceği, bundan sonra ne yönde ilerleyeceği önem taşıyor."

Babacan ayrıca, İsrail’in bölgedeki politikalarının da dikkatle takip edilmesi gerektiğini belirtti:

"Bugünkü İsrail hükümetinin ne yapıp ne yapmadığına çok dikkat etmek gerekiyor. Suriye’de gerçekten demokratik bir yönetimin kurulmasını isterler mi, emin değiliz. O yüzden daha önce de söyledim, şimdi tekrar ediyorum: Biz bu coğrafyada bin yıldır birlikte yaşıyoruz ve bundan sonra da barış içinde yaşamak istiyoruz. Ancak dış müdahaleler süreci olumsuz etkileyebilir. Türkiye olarak, dış aktörlerin bölgedeki gerginliği artırmasına izin vermemeliyiz."

“Şam Yönetiminin Güvenliği Sağlaması Gerekiyor”

Babacan, Suriye’de son günlerde yaşanan gelişmelerin kaygı verici olduğunu belirterek, uluslararası toplumun Şam yönetiminin güvenliği sağlamasına destek olması gerektiğini söyledi. Lazkiye ve çevresinde yaşanan olayları endişe verici olarak değerlendiren Babacan, şu ifadeleri kullandı:

"Şu son birkaç gündür Lazkiye ve çevresinde yaşananlar bizi derinden kaygılandırdı. Şam yönetimi, ülke genelinde kontrolü sağlamalıdır. İç ve dış güvenliğin sağlanması konusunda uluslararası toplumun da desteği gerekiyor."

Suriye’nin demokratik bir yönetim anlayışı benimsemesi gerektiğini belirten Babacan, ülkede eşit vatandaşlık temelinde bir sistem kurulması gerektiğini vurguladı:

"Arap, Kürt, Türkmen, Sünni, Alevi, Hristiyan, Dürzi demeden herkes eşit vatandaş olarak kabul edilmeli ve yönetimde söz sahibi olmalıdır. Can güvenliği, Şam yönetimine emanet olmalıdır. Bu emanetin gereği yerine getirilmelidir. Şam yönetiminin, halkına kucak açan ve tüm toplulukları kapsayan bir yönetim anlayışı benimsemesi gerekiyor."

Son olarak, Babacan Suriye’deki iç istikrarın sağlanmasının, bölgenin genel güvenliği açısından kritik bir öneme sahip olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Suriye’deki iç gelişmeler yalnızca Suriye’nin meselesi değil, tüm bölgeyi doğrudan etkileyen bir meseledir. Türkiye’nin yakın coğrafyasının güvenliği, huzuru ve istikrarı için Suriye’de barış ortamının sağlanması büyük önem taşıyor."

Beykoz Belediye Başkanvekilliğine Özlem Vural Gürzel seçildi Beykoz Belediye Başkanvekilliğine Özlem Vural Gürzel seçildi

Kaynak : PHA

Kaynak: RSS