Şirketten yapılan açıklamaya göre, Allianz Trade'in uzmanları tarafından, yatırımcılara, girişimcilere ve ihracatçılara rehberlik etmesi amacıyla paylaşılan raporda, dünya genelinde bu sektörün güçlü yönleri arasında metal fiyatlarının tarihi ortalamaların üzerinde kalması, 2024 başı itibarıyla üretim ve ihracatta artış, sektörü desteklemek için kritik hammadde ve minerallere odaklanan kamu politikaları ve firmaların güçlü likidite pozisyonları yer aldı.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) belirttiği politikalar senaryosuna göre, metal talebi iki katına çıkabilir. Hükümetlerin tüm ilan edilen hedeflere ulaşacağını varsayan "İlan Edilen Taahhütler Senaryosu"na göre ise bu talebin, üç kata kadar yükselebileceği öngörülüyor.

Bakırın iki kat ve lityumun yedi kat ile en çok talep gören metaller olması ve bunun sektörde daha yüksek fiyatlar görülmesine yol açabileceği bilgisine de raporda yer verildi.

Metro Türkiye, Ankara'daki sevkiyat deposu hacmini büyüttü Metro Türkiye, Ankara'daki sevkiyat deposu hacmini büyüttü

Metal şirketleri üzerinde, su kullanımı, kirlilik ve biyolojik çeşitlilik etkileri ile ilgili "Çevresel, Sosyal, Yönetişim" düzenlemelerine yönelik baskılar artıyor. Sektördeki firmaların bu doğrultuda büyük sermaye harcamaları yapma gerekliliği, sektörün zayıf noktalarından biri olarak gösteriliyor. Türk metal üreticilerinin de bu eğilime ayak uydurarak tedarik zinciri risklerini azaltmak ve mevcut sorunları gidermek için yenilikçi ve sofistike yaklaşımlar geliştirmesi gerektiği öne çıkıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Allianz Trade Kredi İstihbarat Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi Altuğ Karagöz, "Çevre standartları, ticaret tarifeleri, vergilendirme veya iş kanunlarıyla ilgili hükümet düzenlemeleri ve politikalarındaki değişiklikler, metal sektörünün operasyonlarını, maliyetlerini ve piyasa rekabet gücünü önemli ölçüde etkileyebilir. Ek olarak, elektrik ve doğal gaz gibi enerji kaynaklarının maliyeti ve erişilebilirliğinin de şirketlerin üretim maliyetlerini etkileyebileceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

Kısmi olarak aşılmış gözüken enerji krizinin ilerleyen dönemde çeşitli faktörlerin etkisiyle yeniden şiddetlenebileceğine ve enerji fiyatlarının yukarı yönlü hareketinin olasılıklar arasında sayıldığına değinen Karagöz, "Küreseldeki dönüşümde, enerji geçişi talebi değiştiriyor ve şirketler, bakır ve lityum dahil olmak üzere geleceğe dönük emtialara daha fazla yatırım yaparak ve kömür varlıklarını elden çıkararak yanıt veriyor.” şeklinde görüş belirtti.

Karagöz, ham madde teminindeki güçlükler yaşandığını ve bu tedarik zinciri kesintisinin, madencilik ve metal şirketlerinin uzun süredir boğuştuğu bir sorun olduğunu vurguladı.

Kuruluşların tedarik zincirlerini dönüştürmek, mevcut oynaklığı daha iyi atlatmak ve verimliliği, dayanıklılığı ve şeffaflığı artırmak için yeni fırsatlar bulmak için çabalarını yoğunlaştırdığını kaydeden Karagöz, "Türk metal üreticilerinin de mevcut sorunları gidermek için çabalarını bu yöne doğru kaydırması gerekiyor ve yeni yatırım alanları açması gerekiyor. Metalciler, tedarikçilerle daha güçlü ilişkiler ve işbirliğine dayalı sözleşmeler dahil olmak üzere, tedarik zinciri riskini azaltmak için daha yenilikçi, sofistike yaklaşımlar düşünüyor." şeklinde görüş belirtti.

Kaynak: aa