Çalışanların mali ve sosyal haklarını artırma, özlük haklarını geliştirme ve örgütlenme haklarını genişletme noktasında 30 yıldır kararlılıkla sürdürdüğümüz mücadelemizle kazanımları büyüterek yol almaya devam ediyoruz. Sorunlar çözülmediğinde büyük, çözüme kavuştuktan sonra ise basit gibi gelir ve genellikle sorunun çözümü sırasında akıtılan ter, verilen mücadele görülmez. Memur-Sen’in tarihi, çözülmesi imkânsız gibi görünen nice sorunların aşıldığı örneklerle doludur. Ancak bu sorunların aşılmasında hiçbir emeği olmayanlar, bilakis mücadelemize taş koymaya çalışanlar ya kazanımlarımızı sıradanlaştırmak ya da karalamakla meşguller. Buna karşın, üye sayısı çıtasını 1 milyon 78 bine 822’ye çıkararak Memur-Sen’i yeni zirvelere taşıyan kamu görevlileri emeğimizin hakkını teslim etmiş ve alın terimizi değersizleştirme gayretine en büyük cevabı vermişlerdir.
Çalışma hayatının çeşitliliği, sorunların değişkenliği ve sorunları çözecek mercilerin farklılığı çözümü zorlaştırsa da biz her kulvarda istişare ve müzakere süreçlerini işletmeyi, çözüme yönelik farklı yol ve yöntemler geliştirerek mücadele etmeyi kararlılıkla sürdürüyoruz.
Dün çözümü imkânsız olarak görülen sorunların bugün çözüme kavuşmuş olması; taleplerimizin haklılığı, istikrarlı mücadelemiz ve sarsılmaz irademizle mümkün olmuştur. Bundan 14 yıl önce “kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı verilemez” anlayışından, “kamuda başörtüsü kalkamaz” gericiliğinden, “sözleşmeli personele kadro verilemez” saplantısından ve “4/C istihdam biçimi kaldırılamaz” inatçılığından, “3600 verilemez” inançsızlığından örgütlü gücümüz ve haklılığımızın verdiği güvenle mücadele ederek kurtulmayı başardık.
Bugün geldiğimiz noktada; CHP-AYM ortaklığıyla kamu görevlilerine bilerek ve isteyerek yaşatılan kayıpların karşısında yine Memur-Sen olarak biz yer aldık. CHP tarafından hem Toplu Sözleşme Desteğinin hem de Toplu Sözleşme İkramiyesinin iptaline karşı acılan dava aslında sendika üyesi kamu görevlilerinin haklarına göz dikilmesiydi. Açılan dava, toplu sözleşme ikramiyesinden kapsam dışında kalanların yararlanmasına değil kaybedecek kamu görevlisi sayısını artırmaya yönelikti.
2024 Mart ayı itibariyle AYM tarafından iptal edilen Toplu Sözleşme İkramiyesine ilişkin ortaya konulan olumsuz tavırların ve bakış açılarının hiçbirini dikkate almadık. Yılmadık, Meclis koridorlarında milletvekillerine olayın doğrusunu anlattık. Sayın Cumhurbaşkanına ve Cumhurbaşkanı Yardımcısına sendika üyesi kamu görevlilerimizin mağduriyetini sık sık aktardık.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na toplu sözleşme masasında alınan kararın bu şekilde engellenmesinin doğru, haklı ve hukuki olmadığını, taraflar olarak acilen çözüm mekanizmalarını hayata geçirmemiz gerektiğini dile getirdik. Sendika üyesi kamu görevlileri için 2024 yılı Bütçesinde ayrılan tutarın gecikmeden verilmesi gerektiğini bütün mecralarda haykırdık.
Toplu Sözleşme İkramiyesinin tekrar uygulamaya geçirilmesi noktasında bugün önemli bir tarih. Sendika üyesi kamu görevlilerimiz 642TL Toplu Sözleşme İkramiyesini mücadelemiz sonucu alacak. Böylece kazanımlar hanemizdeki sayıyı bir artırırken, çözüm bekleyen sorunlar hanesinden sayıyı bir azaltmış olduk.
Çözüm noktasında talep ve ısrarlarımızı dikkate alan Sayın Cumhurbaşkanının, Cumhurbaşkanı Yardımcısının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının, Ak Parti Grup Başkanının, komisyonların ve Genel Kurul’da geçmesini sağlayan bütün milletvekillerinin haklarını teslim ediyoruz.
Bugün önümüzde birbirinden farklı ve birden çok sorun var. Zaman kaybetmeden ve zamana bırakmadan çözmemiz gereken sorunlar olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz.
Mühendislik Meslek Kanunu’nun çıkarılması ve teknik personelin beklentilerinin karşılanması, Tasarruf Tedbirleriyle engellenen servis hizmetinin iadesi, koruyucu giyim ve fazla çalışma ücreti kazanımlarımızın korunması, akademik ve idari personelin mali ve özlük hakları konusundaki sorunlarının çözülmesi, üniversite idari personele yer değişikliği hakkının verilmesi, 4688 sayılı Kanun’un ILO normlarına uygun hale getirilmesi, 1. Dereceye gelen tüm kamu görevlilerine 3600 Ek Gösterge verilmesi, Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nın GİHS’e geçirilmesi, görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavlarının periyodik olarak yapılması, emekli kamu görevlilerine seyyanen zammın yansıtılması, kamu personel sisteminde unvan-yetki-sorumluluk noktasındaki çarpıklığın giderilmesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun eksiklerinin giderilmesi, kamu görevlisine yönelik artan şiddetin tüm hizmet sınıflarında engellenmesi, adil bir vergi sisteminin tesisi gibi çözülmesi için yoğun gayret sarf ettiğimiz birçok sorun önümüzde duruyor. Memur-Sen olarak hiçbir zaman tek bir soruna odaklanıp, diğer sorunları görmezden gelmedik.
Her bir sorun için Yönetim Kurulu’muzdan Sendika Başkanlarımıza, şubelerimizden il temsilcilerimize, sendika iş yeri temsilcilerimizden bütün üyelerimize; birlikte hareket ederek, istişareyle ve sürekli sorunu gündemde tutarak çözüme yönelik gayretlerimizi sürdürmeye devam ediyoruz.
Yaklaşık 1 yıl sonra 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerini gerçekleştiriyor olacağız. Mevcut Kanun ile yapılacak toplu sözleşmenin; kamu görevlileri ve emeklilerinin yükünü taşıyamayacağı, kamu görevlilerinin ve kamu görevlileri sendikalarının beklentilerine tam anlamıyla cevap veremeyeceği açıktır.
Biz uzun zamandır akademik sendikacılığın gereği olarak, 4688 sayılı Kanun’un eksiklerini gidermeye ve sorunlu taraflarını iyileştirmeye yönelik bilimsel akademik çalışmaları yapıyor, sonuçlarını kamuoyu ve ilgililerle/yetkililerle paylaşıyoruz. Bu bağlamda Konfederasyonumuz bünyesinde 10 ayrı raporda gerçekleştirdiğimiz kapsamlı araştırmamız sorunun çözümüne ışık tutmaktadır. Geldiğimiz nokta itibariyle gerek kamu görevlileri sendikaları gerekse de Kamu İşvereni için yapılacaklar listesinin başında mezkur Kanun’un yenilenmesi gelmektedir. Adil, etkili ve nitelikli bir toplu sözleşme düzeni için 4688 sayılı Kanun bir an önce değişmek zorundadır.
Daha hızlı karar alabilecek, toplu sözleşme görüşmeleri dışında da sorunları çözüme kavuşturmaya imkan verecek mekanizmaların olduğu, hükümlerin uygulanmasında boşluklar oluşturmayan, sosyal diyalog mekanizmaların etkinliğinin artırıldığı, grev ve dayanışma aidatı gibi sendikal mücadeleyi güçlendiren, adil ve tarafsız bir hakem sistemini içeren, detaylı ve yeterli bir müzakereye imkan verecek şekilde toplu sözleşme süresinin artırıldığı, evrensel normlara uygun ve yetkinin hakkını teslim eden bir Kanun’a ihtiyacımız var.
Memur-Sen olarak inanıyoruz ki; bugüne kadar elde ettiğimiz 1007 kazanımda olduğu gibi diğer sorunları da çözerek kamu görevlilerine yeni kazanımlar üretecek, Büyük ve Güçlü Türkiye hedefine katkı sağlayacak düzenlemelerin gecikmeden hayata geçirilmesini sağlayacağız.
Mücadele ettiğimiz tüm sorunları çözdük diyemeyiz. Fakat bir şeyi rahatlıkla söyleyebiliriz: Çözdüklerimizin tamamı mücadele ettiklerimizdir…