Türkiye’de gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu bulunan tek bir gazeteci olmadığını söyledi. Tunç, “Basın hürdür, gazeteciler dokunulmaz değildir. Suç işlendiğinde yargı devreye girer” ifadelerini kullandı.Gazetecilerin Gözaltına Alınmasına İlişkin Açıklama

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Grup Toplantısı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında gazeteciler Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker’in gözaltına alınmasına yönelik değerlendirmelerde bulunan Tunç, şu ifadeleri kullandı:

"Gazetecilik faaliyeti nedeniyle Türkiye'de tutuklu tek bir gazeteci yok. Bir kere bunu düzeltmek lazım; bu bir dezenformasyon. Gazetecilik faaliyeti nedeniyle kimse tutuklanmaz."

Bakan Tunç, gözaltıların gazetecilik faaliyetlerinden dolayı değil, "Bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesinin rızası olmadan yayınlanması" nedeniyle gerçekleştirildiğini belirterek, konunun Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 132 ve 133. maddelerinde yer alan ‘haberleşmenin gizliliğinin ihlali’ ve 277. maddesinde düzenlenen ‘bilirkişiyi etkileme’ suçları kapsamında ele alındığını söyledi.

"Gazeteciler de Dokunulmaz Değildir"

Basın özgürlüğünün Türkiye’de alabildiğine geniş olduğunu savunan Tunç, gazetecilerin de kanunlara uymak zorunda olduklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Hepiniz gazetecisiniz. Ülkemizde basın hürdür. Düşünce ve ifade hürriyeti alabildiğince geniştir. Ama gazeteciler de dokunulmaz değildir. Bir suç işlendiğinde savcılık devreye girer."

Tunç, Türkiye’de basın özgürlüğünün demokratik çerçevede var olduğunu, ancak basın mensuplarının etik kurallara ve hukuka uyması gerektiğini vurguladı.

"Telefon Görüşmesini Rıza Dışında Yayınlamak Suçtur"

Tunç, gazetecilerin yürüttükleri haber çalışmalarında etik ve hukuki kuralları gözetmesi gerektiğini belirterek, haberle ilgili yürütülen soruşturmanın gazetecilik faaliyeti kapsamında değerlendirilmediğini söyledi.

"Bir kişiyle telefon görüşmesini onun rızası dışında ifşa edebilir misiniz? Gazetecilik fakültelerinde okudunuz, gazetecilik sorumluluğu var. Basın meslek ilkeleri var. Karşı tarafın rızası olmadan bunu yayınlamanız mümkün mü? Eğer yayımlanmışsa, bu suç olarak görüldüğü yer Türk Ceza Kanunu’dur."

Bu açıklamalarla Bakan Tunç, gazetecilerin yürütülen soruşturma kapsamında haberleşme gizliliğini ihlal ettikleri ve bilirkişi üzerinde baskı kurdukları iddiasıyla suçlandığını öne sürdü.

"Soruşturma Bağımsız Yargı Tarafından Yürütülüyor"

Adalet Bakanı, gazetecilere yönelik soruşturmanın tamamen hukuki bir süreç olduğunu ve bağımsız yargı tarafından yürütüldüğünü belirtti. Yargının bağımsız ve tarafsız şekilde karar vereceğini ifade eden Tunç, soruşturmanın sonucunun beklenmesi gerektiğini söyledi:

"Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı bir soruşturma var. Bunu hep beraber bekleyeceğiz. Bu hareketin suç olup olmadığına karar verecek olan bizler değiliz, Adalet Bakanı olarak ben değilim. Yargı bağımsız ve tarafsız bir şekilde bunu değerlendirecektir."

Tunç’un bu açıklamaları, hükümetin basın özgürlüğü ile ilgili eleştirilere karşı savunma hattını güçlendirmeye çalıştığı yönünde yorumlandı.

Tartışmalar Devam Ediyor

Adalet Bakanı'nın bu açıklamaları, Türkiye’de basın özgürlüğü tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve çeşitli basın kuruluşları, gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklamaların haber yapma özgürlüğüne darbe vurduğunu savunurken, hükümet cephesi ise yargı sürecinin adil ve bağımsız şekilde işlediğini öne sürüyor.

Doğan: 'Silahlar bırakılacak mı, ne umuluyor?' Doğan: 'Silahlar bırakılacak mı, ne umuluyor?'

Bu süreçte, gazetecilerin yargılanmasının uluslararası basın özgürlüğü endeksleri açısından Türkiye’ye nasıl yansıyacağı da merak konusu olmaya devam ediyor.

Kaynak : PHA

Kaynak: rss